Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Edepsizliğin de kendine göre nedenleri vardır

Edep, terbiye, nezaket ve görgü kurallarını yok sayarak ahlak sınırlarını zorlayan sözleri seslendirenler, bunu ya yetersizliklerinden ya da cahilliklerinden ötürü yaparlar.
Yetersizlikten kaynaklanan bu tür davranışa bir örneği CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan için "Milletin adayı' değil, olsa olsa 'milletin anasını belleyenlerin adayı' demek lazım" şeklinde konuşmasından verebiliriz.
Kılıçdaroğlu küçük bir çocuk olsaydı ona bir büyüğü "Bir daha böyle konuşursan ağzına biber sürerim" derdi herhalde...
CHP'nin büyükleri ise partilerinin ne hale geldiğini gördükleri için herhalde şaşkındırlar.
Ama kamu yaşamında bürokrat olarak da, siyasetçi konumunda da her aşamada başarısız olan bir kişinin, yeteneksizliğinin "Analarını belleyenler" benzeri ayıplı söylemlerle diline vurması herhalde tıp açısından doğal bir sonuçtur.

Bir de cahillik var
Cahillikten kaynaklanan bu tür söylemlere örnek de Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'te yayınlanan ve Başbakan Erdoğan'ı hedef alan şu satırları değil midir?
"- Eğer bir varoş çocuğuysanız... Hoşgörüsüz bir çevrede büyümüşseniz... Demokrasi denilen kültürden nasibinizi almamışsanız..."
Herkesin bildiği gibi "Varoş" kelimesi gelişen kentlerin merkezleri dışında oluşan yeni çevre semtlerini nitelemek için kullanılır. Türkiye'de varoş denilince yeni kentlilerin ve yoksulların yoğunlukta olduğu "Gecekondu semtleri" akla gelir... Amerika'da ya da İngiltere'de ise varoş kavramı, genellikle varlıklı kesimlerin kentlerden doğal alanlara kaçtıkları banliyöleri akla getirir.
Tayyip Erdoğan'ın yetiştiği Kasımpaşa İstanbul'un bir varoşu değildir. Türkü, Rumu, Ermenisi, Yahudisi ile İstanbul sentezinin yansımalar gösterdiği yerleşik ve eski bir semttir...

Asıl varoş İkitelli'dir
Eğer İstanbul'da gerçekten "Varoş Çocuğu" aranırsa mesela yeni sayılacak semtlerden olan "İkitelli"deki gazete plazalarında kendilerini geliştirmeye çalışan taşralı çocuklardan buna örnekler verilebilir... Bunların en büyük başarıları, çalıştıkları gazetelerin eski sahiplerini ya ülkelerinde yaşayamaz hale getirmeleri, ya da hapislere, icralara, hacizlere sürüklemeleri değil midir?
Bunların arasından bugüne kalmayı başaranlar, yeni patronlarının başına da eskileriyle aynı tür belaları sarmak için çabalarını hiç eksik etmemişlerdir. Attıkları başlıklarla, yazdıkları yazılarla, hem okurlarını, hem de patronlarını yanıltmışlardır... Tutarsızlıkları ve kronik yanılmışlıkları, her seçimde ve her gelişmede açığa çıkmıştır.
Kısacası edep, terbiye, nezaket ve görgü kurallarını yok sayarak ahlak sınırlarını zorlayan sözleri duyduğunuz zaman, öfkelenmek yerine bunları seslendirenlere acıyın. Bunlar ya siyasi ya da sosyal buldumcuklardır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA