Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kemikleşmiş oylar demokrasinin sağlığını tehdit eder

Üniversite öğrencisiyken bir yaz İngiltere'deki bir fabrikada işçi olarak çalışmıştım... Bu dört ay bana İngiliz toplumunun değer ölçülerini ve toplumsal kurallarını daha yakından tanımak fırsatı yaratmıştı.
İlk öğrendiğim şeylerden biri de, bir İngiliz'e sorulmaması gereken iki sorunun var olduğuydu... Bu sorulardan birincisi "Kaç sterlin maaş alıyorsun", diğeri de "Son genel seçimde hangi partiye oy verdin"di.
Aslında çalıştığım fabrikadaki tezgâh arkadaşım olan emekçilerin ezici çoğunluğu İşçi Partisi'ni tutmaktaydılar. Bunu hem konuşmalarından, hem de okudukları gazetelerden anlamak mümkündü... Ama yine de "Geçen seçimde İşçi Partisi'ne mi oy verdin" diye sorduğumda "Verdiğim oy sadece beni ilgilendirir" cevabını alırdım.
Farklı siyasi görüşlere sahip insanların birlikte barış içinde yaşamalarını mümkün kılan çoğulcu demokrasinin belki de şifresidir bu "Gizli oy" sistemi...

Sosyal medya olayı

Bizim topluma gelince kurallar tabii ki farklı... Burada bizler mümkün olsa kime veya hangi partiye oy verdiğimizi dövme ile alnımıza yazacağız... "Sosyal medya" denilen ve hayatımıza yeni giren iletişim araçları, bir nevi siyasi teşhircilik denilebilecek bu tutumu, siber âlemde kitlesel hale de getirdi.
Sosyal medyanın bizim toplumsal geleneklerimizi ve kuralları ne tür etkilediğine ilişkin başka örnekler de var tabii... Örneğin kimse ne yediğini ne içtiğini, herkesin önünde pek anlatmazdı... Ama şimdi pek çok kişi, oturdukları sofradaki yemeklerin fotoğrafını çekip bunu sosyal medyaya aktarıyor. Daha ötesi ayaklarının fotoğraflarını çekip, bunları sosyal medyada teşhir edenler bile var...

Değişim ve demokrasi

Ama en çarpıcı olan tabii ki siyasi tutumların ve "Nefret" haline dönüşmüş kişisel saplantıların sosyal medyada, utanmazlık ve arlanmazlık sınırlarını zorlayan biçimde açıklanmaları değil mi?
Oysa özellikle kullanılan oyların gizliliği demokrasinin en büyük nimetlerinden biri olan "İktidarı oyla değiştirebilme"nin de güvencesidir... Neticede hiçbir parti sürekli iktidarda kalamaz... En başarılı iktidarlar bile toplumda kanıksanır ve değişiklik beklentisi, seçmenleri yönlendirir. "Yüzer gezer oylar" olarak bilinen seçmen kitleleri, bu açıdan demokrasinin sağlığının ve değişime uyumun da güvenceleridir.

Garanti oy olmamalı

Ama "Ben şuna oy verdim" söylemi bir seçmenin kişiliğinin ve kimliğinin ömrünün sonuna kadar değişmez bir parçası haline dönüşürse, çoğulcu demokrasinin doğasına aykırı düşen bir kemikleşmiş tablo çıkar ortaya... Siyasi rekabetin aktörleri olmak yerine kemikleşmiş kampların kavgalarına figüran olur bu tür seçmenler... Bu tür seçmenlere dayanan partiler de kendilerini yenilemek ve geliştirmek yerine, kemikleşmiş seçmenlerini yitirmemek için statükoya sarılırlar, değişim gereğini ıskalarlar. "Eski" olmakla övünen parti, bir bakarsınız "Eskimiş Parti" oluverir.
Kısacası önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçiminde kime oy verecekseniz verin... Ama "Gelecek seçimde de, ondan sonra da oyumu yine aynı şekilde kullanacağım" demeyin. Seçilecek kişinin ve partinin başarılı olup olmayacağını değerlendirmeyi bekleyin ki kimse "Benim gelecekte de oylarım garanti" diyemesin. Daha iyi hizmet edenin herkesten oy alabileceği bilinci beyinlere yerleşsin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA