Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Cumhurbaşkanı Erdoğan senarist de olabilirmiş

Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetçi olmak yerine senarist olmayı deneseydi, herhalde aynı başarıya ulaşırdı... Farkında değil misiniz? Her gün ülkenin gündemine bir konu atıyor... Bizim "Erdoğan takıntılı" sazanlar da oltaya takılıp, bu konular üzerinde çeşitlemeler yaparak siyaset ettiklerini sanıyorlar...
Bakıyorsunuz bir gün Osmanlılık veya Osmanlıca üzerindeki çeşitlemelerle, bir başka gün Cumhurbaşkanlığı sarayının merdivenlerindeki tarihi giysili 16 askerin görüntüleri ile ve ertesi gün de Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmesi ile savruluyor gündemler... Bu arada "Açılım Süreci"ni sureti haktan görünerek sabote edenleri de "IŞİD ne kadar terörist ise PKK da o kadar terörist" diyerek sayıyla kendilerine getiriyor.

Gerçek gündem nerede?

Aslında Erdoğan'ın gündemi bu şekilde yönlendirmesi, gerçek gündemin gerginliklerini unutturması açısından yararlı olabilir. Ama ülkedeki muhalefetin bu gerçek gündem yerine Erdoğan'ın attığı oltaya her seferinde takılması, ciddi bir sorun değil midir? Neticede iktidara alternatif bir muhalefetin var olması, çoğulcu demokrasinin sağlığının da kanıtıdır. Sonuçta kayıtlı ve meşru siyasi muhalefetin iktidarsızlığı ve dağınıklığı yüzünden, kayıt ve meşruiyet dışı muhalefetin sesi de ağırlığı da artıyor.
Sözünü ettiğimiz bu kayıt ve meşruiyet dışı muhalefetin siyaset etme yöntemleri ise, yargı ve polis kullanılarak düzenlenen komplolardan başlıyor, sokak eylemlerine ve hatta Güneydoğu kentlerinin kana bulanmasına kadar dayanıyor. Bu arada sosyal medya kullanılarak, hakaretler, aşağılamalar ve nefret söylemleri, siyasetin araçları biçiminde sunuluyor.

Muhalefet engelleniyor

Bu tablo da meşru ve ahlaklı muhalefet etmek ve eleştirmek gibi demokrasinin temel eylemlerini bir yerde imkânsız kılıyor. Çünkü halk oyu ile seçilmiş bir siyasi iktidar her türlü bel altına vurulan darbelerin hedefiyken, o iktidarın yanlış bulduğunuz icraatını ve söylemlerini eleştirmeyi insafsızlık ve haksızlık olarak görüyorsunuz... İster istemez "Bunca kötü niyetli girişimler iktidarı hedef almışken, bir de ben mi vurayım bunlara" diyorsunuz.
Oysa CHP ve MHP bu ikilemin farkında ve bilincinde olsalar... Hem yeni bir anayasa için hem de "Çözüm Süreci"nin başarıya ulaşması için, iktidarla ak ve kara kavgası yapmak yerine dayanışma içine girip, kayıt ve meşruiyet dışı muhalefetin karşısında yer alsalar... Demokratik siyasetin bir ölüm kalım savaşı değil, hizmete dayalı bir rekabet mesleği olduğunu hatırlasalar... Her seçime "Nasıl olsa kazanamayacağız" diyerek girmek yerine, halka "Bizim icraat programımız da bu" diyebilseler.
Ne dersiniz? Çok şey mi istiyorum?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA