İdlib krizinde asıl muhatabımız her halde Suriye'nin Beşar Esad'ı değil... Ezik ve yenik Esad Rusya olmasa herhalde parmağını bile oynatamaz... Zaten Türkiye de, Rusya ile yapılacak görüşmelerde bulunacak bir çözüme kilitlenmiş durumda... Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başkanı Putin arasında yapılacak ikili zirve, İdlib'de çözüm ümidinin zirveye vurduğu noktayı oluşturuyor.

Heyetler Ankara'da
Rusya'dan gelen heyetlerin sonuncusu yine Ankara'da... Moskova yine bir çözüm konusunda ikili görüşmelerin önem taşıdığını vurguluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Rusya ile diyalogun önemini vurgularken, Türk- Rus ilişkilerinin çok boyutlu olduğunu hatırlatıyor. Burada dikkat etmemiz gereken nokta muhatabımız kim olursa olsun, onu iyi ve doğru tahlil etmemiz gerektiğidir. Bu konuda şimdi Rusya'yı ve lideri Putin'i anlamamız gerekiyor...

Putin'in ezikliği
Şu anda Putin bir süper devletin lideri gibi davransa da, aslında o da en az Esad kadar ezik bir ruh yapısına sahiptir. Düşünün ki eski Rusya ya da Sovyetler Birliği 25 milyon insanın ölümü sonucunda 2'nci Dünya Savaşı'nı muzaffer olarak bitirmiştir. Ve sonuçta, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile o Sovyet İmparatorluğu feci şekilde çöküp dağılmıştır.

Küçüldü
Mesela 600 bin kilometrekarelik Ukrayna, 1991'e kadar Sovyet sınırları içindeydi. Baltık devletleri, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan veya Ermenistan ile Gürcistan da öyleydiler. Ayrıca Polonya, Macaristan, Bulgaristan da, Demir Perde ülkeleriydiler. Ve şimdi bu ülkeler Rusya'yı hedef alan NATO üsleri konumundalar...

Yeni bir dost
Bu küçülmüş devletin şimdiki Başkanı Putin, bu yakın geçmişin ezikliğini unutturmaya çalışıyor. Türkiye ile kurduğu dostluk da, yeni Rusya'nın güçlülüğünün kanıtı gibi değil midir? Yani hem Esad'ı kanadı altında tutup, hem de açık ve seçik olarak Ukrayna'yı tutan Türkiye'yi gücendirmemeye çalışmaktan başka çaresi yok gibidir. Ya da hem Netanyahu hem de Esad'la dostluk böyle bir şey değil midir?
Önümüzdeki günlerde bakalım ne tür gelişmelere tanık olacağız?