Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Düzeltmelerin önemi

Devir ne kadar değişirse değişsin, haberciliğin belkemiğini oluşturan kurallar değişmiyor. Bunların başında verilen bilgilerin doğruluğu var. 'Düzeltme' köşeleri bu yüzden önemli. New York Times örneği, basılı gazeteler kadar, 'sanal baskılar'da da ihtiyacın yüksek olduğunu gösteriyor

Yazılı basınımızda süregiden iki temel eksiklik var. Bunlardan biri, gazetelerin siyasi çizgisi ve tercihlerini ortaya koyan imzasız başyazı geleneğinin tamamen yok olması. Diğeri ise, hemen hiçbir gazetede düzenli, kurumsal bir "düzeltme" ve "açıklama" köşesinin bulunmaması.
İlk eksiklik üzerinde daha sonra, yeri geldiğinde duracağım. Şimdilik, geleneği bozan "kaba yenilikçiler" tarafından gereksiz gösterilen bu eksikliğin, ortalığı bulandıran "yandaşlık", "muhaliflik" tartışma ve kutuplaşmalarını beslediğini, kafaların iyice karışmasına yol açtığını vurgulamakla yetinelim.
Batı'da, ayrıca Hindistan ve Japonya gibi köklü, sağlam Doğu demokrasilerini ayakta tutan basında, pek çok yüksek ve orta ciddiyette gazetede en azından aralıklı olarak bir "düzeltme-açıklama" köşesinin bulunduğunu biliyoruz. Her gün her gazetenin mutlaka birden fazla hatayla basılıyor olması gerçeğinden kaçılamayışın bir sonucudur bu.
Le Monde gazetesinin eski ombudsmanı Robert Sole, yedi-sekiz kademeli, sıkı bir "düzeltme okuması" sistemine rağmen, gazetede her gün en az 15-20 hataya rastlandığını anlatmıştı. Ne yapılırsa yapılsın, sıfır hatalı gazete, bir nevi ütopya.
Dolayısıyla, okura her gazetenin bir düzeltme borcu var. Tabii bu her hatanın, ne olursa olsun düzeltilmesi anlamına gelmiyor. Her yazı işleri, önemli bulunan ve dikkat çeken hataları belirleyip bunları düzelttiğinde, aynı zamanda " tarihe düştüğü kayıtların" da düzeltilmesini sağlamış oluyor. (Eğer her ülkede internet erişimi yüzde yüz olsaydı ve tamamen "on-line" haberciliğe geçilseydi, tabii ki, her şey sanal ortamda çok daha hızlı ve etkili biçimde düzeltilebilecekti, ancak daha orada değiliz.)
Sole'nin bana anlattıklarını New York Times (NYT) ombudsmanı Arthur Brisbane de doğruluyor. Geçenlerde çıkan yazısına başlık olarak "Buzdağı" sözcüğünü seçmiş olması, NYT açısından da nasıl bir dert söz konusu, fazla abartmadan gösteriyor. Gazete 2011 yılı içinde yazılı baskıda 3600, "sanal baskıda" da 3500 düzeltme yayınlamış. Yapılan araştırmalara göre bellibaşlı Amerikan gazetelerinde "basılı" haber ve köşelerin yarıya yakın kısmında şu veya bu şekilde bir hata var. Son yapılan bir araştırmada, haberlerde atıfta bulunulan kaynakların ancak 10'da 1'inin düzeltme için gazeteye "geri dönüş yaptığı", ayrıca hataların ancak yüzde 2'sinin "düzeltildiği" ortaya çıkmış. Yani, durumda düzelme değil, kötüleme söz konusu.
Ama, hataları tespit edenler sadece kaynaklar değil. Okurlar daha duyarlı. Yine, Brisbane'in saptamasından anlıyoruz ki, NYT'ye okur kitlesinden yılda (yazılı ve sanal toplam) 14 bin hata uyarısı geliyor. Tabii, pek çoğu maddi ve semantik hatalarla ilgili.
Bunlara önem vermek ve "gereği neyse yapmak", NYT'nin farklı servislerinde görevli 34 editörün sözleşmeye dayalı yükümlülüğü. Öyle de olsa, her hatanın "kabulü" kolay bir süreç değil. Basit maddi hataları düzeltmek kolay, ama öyle durumlar var ki, uzun uzun tartışmak gerekiyor; uzlaşmazlıklar çıkabiliyor. Dolayısıyla bazen yorucu bir iç trafik yaşanıyor, son kararı ya gazetede tüm düzeltmelerden sorumlu editör Greg Brock veriyor ya da çok çetrefilli, sıkıntılı durumlarda son sözü NYT'nin güçlü "Standartlar Editörü" Phil Corbett söylüyor.
"Düzeltme", organize bir iş. Malum, NYT hayli "kalabalık" ve "kabarık" bir gazete. Yazı ağırlığı fazla. Dolayısıyla, aynen Le Monde gibi, çok sayıda kişinin bu işe bakması normal.
SABAH'ta günde ortalama 25-30 sayfaya ise sadece iki kişi bakıyor. Bu kişiler, izinleri nedeniyle haftanın üç günü sayfaları tek başına gözden geçirmek zorundalar. Tabii sayfalar önlerine tamamen "ham" gelmiyor, önceden bakılmış da oluyorlar ama yeterli olmadığı da aşikâr. Düzeltmen Sermet Özdoğan günde ortalama 100-150 kadar hata bulunduğunu söylüyor. Bunların 15-20 kadarı maddi hatalar.
"Kaçak" mutlaka oluyor. Bu açıdan, hataların en önemli ve acil olanlarını hiç bekletmeden düzeltmek; gazeteyi bir gün önce "sıfır hatayla" çıkartmak kadar önem taşıyor. Düzeltmeleri gören okurların da içi rahatlıyor, güveni artıyor. Bu yüzden, SABAH'ın - mesela künye sayfasında - bir düzeltme köşesine her gün gerekmese de, yer vermesinde yarar var.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA