Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Her şey var ama hiçbir şey tam değil

Ünlü futbol adamı Frank Rijaard'ın Türkiye'ye dair bir tesbiti vardı;
"Her şey var ama hiçbir şey tam değil." Yıllar önceki bu tesbite bakıyorum, futbolu olduğu kadar hayatı da iyi okuduğunu anlıyorum Rijkaar'ın...
Türkiye'de artık her şey var. Bursa'da da artık her şey var. Ancak bir başka açıdan bu "her şeye" bakıyorum; hiçbir şey tam değil...
Bu hafta Bursa'da idim.
İDO'nun pahalı vapur seferlerine alternatif oluşturmak için Bursa Belediyesi'nin oluşturduğu ulaşım alternatifi, Burulaş'ı kullandım ve Kabataş'tan Bursa'ya gidiş gelişte, bu yeni güzergahı test etme fırsatı buldum.
Mudanya'da her şeyi var olan güzel bir iskele... Bilgisayar altyapısında her şey düşünülmüş. Deniz otobüsünden inince sizi kente ulaştıracak belediye otobüslerinin de her şeyi tam. Ama bu her şeyi bir araya getirince hiçbir şeyin tam olmadığını görüyorsunuz.
Her şeyin tam olanı hiçbir şeyin tam olmayanına çeviren, insan faktörü... Yeni deniz otobüsleri, pırıl pırıl koltuklar, son sistem bilgisayar, gıcır gıcır otobüs fakat insan kalifikafsyonunu eğitimle artırmayınca, sürecin tamamı "tam olmayan" haline gelebiliyor.
Bilgisayar son sistemdir ama adınızdan, vatandaşlık numaranız veya pnr'nizden aldığınız bileti bulacak beceriyi, gişedekilere veremiyorsunuz.
Otobüsünüz kaliteli ve tam donanımlıdır ama elindeki pusetle kapıdan araca çıkmak isteyen çocuklu bayana; "puseti katla, çocuğunu da kucağına al, öyle bin otobüse" talimatı veren bir şoförünüz vardır. Oysa otobüs değil puset, engellilerimiz için dahi her şeyiyle tasarımı tam.
Benzer olguyu; kentsel dönüşümde de görmek mümkün.
Bursa, yükselen bir kent. Yarının Türkiye'sinde daha da önemli hale gelecek. Konut ihtiyacı da buna paralel artıyor ve 2015'e dek 238 bin yeni konuta ihtiyaç duyacak. Baktığınızda kent, bir şantiye havasında...
Her şey var bu şantiyede...
Ama hiçbir şey tam değil zira plan yok.
Şu anda Bursa; üçüncü sürüm evlerinde oturuyor.
İlki, 1070'lerdeki gecekondular idi. İkincisi, sıvasız ve çatısında demir filizleri yarım bırakılmış konutlardı. Derken Türkiye gelişti, Bursa gelişti ve dış cephesi kaplı, daha yaşanılabilir konutlar yaptık. Ama bunu yaparken otoparkı, kamusal alanı, sosyal zenginliği ıskaladık.
Belki de şimdi belediyesi, şehircisi, bakanı, başkanı ve kentin aklının bir araya gelip Burulaş derken insan faktörü, kentsel dönüşüm derken estetik ve planı daha önemseme zamanımız gelmiştir. Var olan her şeyi, tam kılmak adına...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA