Bugün hepimizin günlük yaşantısında çok büyük önemi olan 'ahde vefa' konusunu ele almak istedim.
Yazımı okudukça önemini de anlayacaksınız.
Son yıllarda 'Nerede o vefalı dostlar' seslerini daha fazla duyduğumuz günler yaşıyoruz.
Öyle değil mi?
Öncelikle şunu bir açıklamakta fayda var; 'Ahde vefa' deyince neyi anlıyorum?'
Özü ve sözü bir olan dostları hatırlıyor, onları anlıyorum.
Yiğit kişilerin, hayatı pahasına sözünde durmalarını hatırlıyorum.
Günümüzde kaybolup gitmiş vefalı dostlar aklıma geliyor.
Aslında bizim milletimizde olması gereken bu.
Ama bu devirde bulmak çok zor.
Ahde vefanın tersi olan vefasızlık ise günümüzde en fazla yakındığımız konuların başında.
Dostlarımız, arkadaşlarımız kendisine yapılan birçok iyiliği ve özverili davranışları bir an unutur ve vefasızlık yapabilirler.
Toplumumuzda vefasızlık öyle almış başını gidiyordu ki bugünlerde bu imajı yerle bir eden bir davranış gördük.
Antalya'da öyle bir örnek davranış oldu ki anlatmamak, kaleme almamak mümkün değil. AESOB Başkanı kardeşimiz Abdullah Sevimçok'u toprağa vereli çok olmadı.
Yani daha toprağı kurumadı.
Hala acısı içimizde.
Ancak resmi prosedür gereği AESOB'ta seçim yapılıp yeni bir başkan seçilmesi gerekiyordu.
Bu mevcut yönetimin içinden yapılmak zorundaydı.
Ancak daha seçim yapılmadan öyle söylentiler ortaya çıktı ki sormayın gitsin.
Kimisi doğru kimisi de 'çamur at izi kalsın' misali idi.
Neyse ki aklıselim galip geldi ve seçim yapılarak iki başkan vekilinden birisi AESOB'un başkanı seçildi.
Bu isim sevgili dostumuz ve Antalya için didinip çalışan Adlıhan Dere.
Elbette kendisi ile bu makama aday olan diğer isim Mehmet Ali Alkan da bu göre layıktı.
Fakat tecrübe bakamından olaya yaklaştığımızda Adlıhan Dere'nin AESOB Başkanı olması bugünün koşullarında en uygunuydu.
Öyle de oldu.
Buraya kadarı normal bir seçim atmosferi.
Asıl önemli olan hemen seçimin ardından yapılan hareket.
Adlıhan Dere'nin yönetimini yanına alıp merhum Sevimçok'un mezarını ziyaret edip duasını okumasıdır.
Yani ahde vefasını göstermesidir.
AESOB'un çiçeği burnundaki Başkanı Dere'nin bu örnek davranışı vefasızlara bir tokat olmuştur.
Demek ki merhum Sevimçok kardeşimiz arkasında vefalı dostlar bırakmış, gözü arkada kalmamıştır.
Hani derler ya, "Vefa, arkada bıraktığını, giderken bir hiçe terk ettiğini yabana atmamaktır" diye.
Aynen bu böyle olmuştur.
Bu örnek davranış, yani vefa, dostluğun asaletine, bir merhaba sonrası edilen sohbetin bal gibi tadına varıldığının göstergesi olmuştur.
Tebrikler demekten öte bir şey düşünmek vefasızlık olur.
Sağlıkcakla kalın.