Batum Başkonsolosu iken tanıdım kendisini…
Renkli bir kişiliği vardı.
Hâlâ da öyledir ya…
Tevazusunu unutamam.
Oğlu Mehmet Ali'yi her gün sınırdan geçirip Kemalpaşa'daki bir ilkokula gönderirdi.
Hikmet Çetin onun için, "Tam bir görev adamı" demişti.
Monşerlere benzemeyen bir diplomattı yani.

Batum Başkonsolosu iken, Başbakan Abdullah Gül'ün Özel Kalem Müdürü olduğunu öğrendi.
Telgrafı aldığında Pali Limanı'ndaydı.
Türk savaş gemileri limanı ziyaret ediyordu.
Gürcistan'la ilişkilerde kritik bir durum olduğunu sanmıştı.
Eşi ve iki çocuğunu Batum'da bırakıp Trabzon'a geldi.
Sonra da Ankara'ya uçtu.

Sabah'ın Trabzon temsilcisiydim.
Mehmet Ali küçük bir çocuktu.
Her sabah uykulu gözlerle kalkıp okula gitmek için Batum'dan yola çıkardı.
Gürcistan-Türkiye sınırını geçer, 23 kilometre yol kat ederek deniz kenarındaki ilkokulda eğitim görürdü.
Hem de iki saatlik zaman farkına rağmen.

Karslıoğlu Batum'da görev yaptığı sırada sık sık karavanına binerek Doğu Karadeniz'i dağ tepe demeden dolaşmıştı.
En büyük sevdası doğa fotoğrafçılığı ve kaligrafiydi.

Bugün Berlin Büyükelçisi olan
Hüseyin Avni Karslıoğlu'nu, geçenlerde 8 gurbetçimizin Backnang'daki cenaze töreninde gördüm.
Aklıma yıllar öncesi geldi…
Değişen tek şeyi saçının rengiydi…