Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Türkiye seviyor

Sevenin halinden sevenler anlar.
Biraz arabesk oldu ama gerçek bu.
Kocaman bir yüreği var…
Güzel bir insan…
Halden anlayan, Dertlere derman olmaya çalışan bir dava adamı…
Memleket sevdalısı, İyi bir baba.
İyi bir evlat.
Bunu gördük.
Ama önceki gece bir başkaydı.
Sözün bittiği yerdi Başbakan'ın gözyaşları.
Onunla birlikte Türkiye ağladı...
O gözyaşları Trabzonspor maçını fanatiklere izlettirmedi biliyor musunuz?

***
Ağlamak deyip geçmeyin, Ağlayabilmek erdemdir.
Ağlamak saadettir aynı zamanda.
Tabii kıymetini bilenler için.
Ağlamak yüreğin fotoğrafıdır.
Türkiye'nin gözyaşlarına boğulduğu sırada bazı şerefsizlerin, 'Başbakan oy için ağladı' demesi ise şeytanlıktır.
Yani Nazım Hikmet'in 'Ağlamak Meselesi' isimli şiiri gibidir Başbakan Erdoğan.

***
Ne demişti o şiirinde ünlü şair; "Nasıl etmeli de ağlayabilmeli Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli Ayıpsız, Aşikâre, Yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
İçin
kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?"

***
Ülke TV'de yayınlanan 'Sıradışı Özel' programına Erdoğan'ın gözyaşları damgasını vurdu.
Suriye'de ki vahşeti anlatırken de;
"Esed babasının yaptığı zulmü üçe, dörde katlamış vaziyette.
Babası bir zalim olarak tarihe geçti. 100 bin insanı katletti.
Dün sabahki olay onları bize unutturur gibi oldu. Çocukların o hali bizi perişan etti.
Eşim ve çocuğum fena olduk.
Zerre kadar vicdanı olan, bu tablodan bir şeyler çıkarması lazım
" dedi.

***
Çatıdaki keskin nişancıların kızı Esma'yı öldürmesi üzerine Mısır cezaevinde Muhammed el-Bilteci'nin yazdığı mektup okundu programda:
"Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim, mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi.
Rabiatul Adeviyye'de son kez bir araya geldiğimizde,
'Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın' diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, 'Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil.
Birbirimize doyalım diye Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti vermesini temenni ediyorum' demiştim."

***
Başbakan mektup okunurken gözyaşlarına boğuldu.
"Benzer şeyleri ben de yaşadım" dedi.
Ve daha fazla konuşamadı.
Program da orada bitti.
Nasıl bir baba olduğunu, Kocaman yüreğinde ne çok sevgi barındırdığını o akşam herkes gördü.
'Sevenin halinden ancak sevenler anlar' dedik yazımızın başında.
Bunu boşuna demedik.
O gözyaşları yüzünden Trabzonspor'un maçını terk ettik.

***
Haluk Cangökçe'nin dediği gibi, Esed sevmiyor,
Sisi
sevmiyor, Netenyahu sevmiyor, Merkel sevmiyor, Kılıçdaroğlu sevmiyor, Gezi'nin Tosunları sevmiyor!..
Ama ben seviyorum.
Türkiye onu seviyor…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA