CHP'li vekiller küfür ve hakaret yağdırıyor.
Yetmiyor tehdit ediyor.
Polisi taşlıyor, sokağı kışkırtıyor.
Örnek mi istiyorsunuz.
O kadar çok ki…
Hangisini sayalım.
Mesela CHP Ankara Milletvekili Levent Gök…
Açık açık polise ana avrat küfretti.
İzlediniz televizyonlarda bip'siz o konuşmayı.
Ve Hüseyin Aygün…

Sanatçısı da aynı.
Gazetecisi de…
Bir terslik yok mu sizce?
Suç işliyorlar.
Hem de korkmadan, çekinmeden…
Kime güveniyorlar?
Dayıları kim acaba?

Geçende de yazdım bazı gazetelerin polise roket atan DHKP-C'li teröristleri övdüğünü…
"Yapanın eline sağlık.
Ne yapalım üzülelim mi?
Az bile yapmışlar. Darısı Erdoğan'a inşallah.
Geber polis. Ben bombalamak isterdim tüh ya..."
Daha ağırları gazetelerin internet sayfalarında yayınlanıyor.
Savcılar da izliyor.
Bu durum normal mi?

Bakın Adana'da yaşanan ibretlik bir olay var…
Güya polis kimyasal su sıkmış.
Sahneye yine CHP'li bir vekil çıkıyor…
Olay şu:
Eylül başlarında, küçük bir topluluk gece yarısı Atatürk Caddesi'nde toplanıyor.
Maksat huzuru kaçırmak.
Billboardları, durakları yakıp yıkıyor, kaldırımları söküyor, caddede barikat kuruyor ve ateş yakıyorlar.
Klasik çapulcu eylemi yani.

Polis her zamanki gibi ricacı…
'Etmeyin, yapmayın, dağılın' diye neredeyse yalvarıyor.
Oysa bunlar ABD veya İngiltere'de yaşansa çoktan kurşunu yemişlerdi.
Tabii polisi dinleyen ve takan yok.
Dayıları arkada çünkü…
Beylerimiz gece yarısı vatandaşı huzursuz etmekle kalmıyor, polisi de taşlıyor.
Tabii müdahale kaçınılmaz oluyor.

Bu arada göstericilerden biri rahatsızlanıyor.
Ve hastaneye kaldırılıyor.
Sonra bu kişiye ait olduğu iddia edilen bir giysi incelenmek üzere Çukurova Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na gönderiliyor.

Kameraların karşısına geçen CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş,
gencin TOMA'lardan sıkılan kimyasal maddeyle rahatsızlandığını açıklıyor.
Ümit'i tanırım, diğerlerine benzemez.
Dürüsttür…
Ama…


Evet, gelelim işin 'ama'sına…
Bir defa inceleme yapılan giysi yasaya uygun şekilde adli mercilere intikal ettirilmiş midir?
Hayır.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açılmamış, inceleme talebinde de bulunulmamış.
Yani kafalarına göre takılmışlar…

Üstünde inceleme yapılan gömlek, kime ait olduğu, nereden, nasıl ve ne zaman temin edildiği, hangi aşamalardan geçtiği bilinmeyen ve hukuki geçerliliği olmayan şüpheli bir nesne…
Yargıdan kaçırılmış yetkisiz kişilerce 'inceleme'ye gönderilmiş bir eşya yani.

İncelenen şeyin hukuki bir delil olabilmesi için gerekli kurallara uyulmamış.
'Hukuki bir delil'miş gibi tek yanlı beyanlarla polis suçlanmış.
Adana polisi, hiçbir olayda herhangi bir kimyasalın kullanılmadığını söylüyor.
Ama Ümit ısrar ediyor…
Niye mi?
Bence yanıltıldı da ondan.