Türkiye darbeyle 27 Mayıs 1960'ta tanıştı.
O zaman rahmetli amcam, DP Trabzon mebusuydu.
Yassıada'da Menderes'le birlikte 'idam'la yargılandı…
'Darbe'nin ölümcül yüzü ile o günlerde tanıştık.
o günlerde tanıştık. Sıkıntılı günler yaşadık.
Sonra 12 Mart Muhtırası geldi.
Faik Türün'ün ünlü Ziverbey işkencelerini gördük.
İnsanlık dışı, acımasız vahşi şeylerdi bunlar.

12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali…
Günlerden de Cuma…
Rahmetli babam, Hasan Mutlucan'ın türküsüyle uyanmış, Kenan Evren'in bildirisini dinlerken, beni de uyandırdı.
"İhtilal oldu, kalk" dedi.
Niye bilmem ama korkmuştu.
Kalktım…
İlk işim av tüfeğini ve kitaplarımı gömmek oldu.
Şehre inerken, o zaman yüzbaşı olan Cem Ersever'le karşılaştım.
"Karakolda beni bekle" demişti emrederek...

Ardından 28 Şubat postmodern darbesini yaşadık…
Sincan'da tanklar yürüdü.
Erbakan hükümetini böyle yıktılar.
Halk iradesi gasp edildi.
Hürriyet başroldeydi…
Şimdi ininden çıkan
Ertuğrul Özkök de…

AK Parti iktidarı Balyoz, Ayışığı, Cumhuriyet mitingleri gibi birçok darbe girişimiyle yıkılmak istendi.
Olmayınca 27 Nisan 'e-muhtıra'sı geldi.
Başbakan hastayken, 7 Şubat 2012'de MİT krizi çıktı.
Hakan Fidan'ı tutuklamak istediler. Bu kez devrede cemaat vardı. Asıl amaçları Başbakan'ı tutuklamaktı.
Yapamadılar.

Şimdi de 17 Aralık darbesi geldi adı 'yolsuzluk' konan.
Yine hedef Başbakan'dı.
Daha doğrusu onun şahsında Türk halkı…
Bu kez cunta, işi daha sıkı tutmuş, milletin kafasını karıştırmak için birbirinden ilgisiz soruşturmaları aynı gün başlatmıştı ki sesi çok çıksın, algısı farklı olsun diye.
Uyduruk belgeler sızdırıldı.
Borsa çöktü…
Halkın zararı milyarlarca lirayı buldu…

28 Şubat darbesinin medya yöneticisi, kişilik suikastçısı, kirli operasyonların emireri, en şâibeli isim Ertuğrul Özkök şimdi aslan kesildi.
Oysa 28 Şubat davası sürerken süt dökmüş kediye dönmüştü.

Hedef Erdoğan'sız bir siyaset…
Başbakan Erdoğan'ın tasfiye edildiği yeni bir siyaset isteniyor.
Bu yüzden saldırı büyük.
Amerikan büyükelçiliğinin tavrı, Hakan Şükür'ün ve İdris Naim Şahin gibi isimlerin istifası, belki de yenileri…

Şakası yok bu işin.
Bunlar sandık kurulmasına fırsat vermeyecekler.
İktidarı başka türlü belirleyecek bir müdahale planlandılar.
İşin içinde ABD var,
İsrail var,
MOSSAD var,
Esed var,
En önemlisi de içimizdeki hainler var…
Yani var oğlu var…

İnanın millet rüşveti falan konuşmuyor.
Başbakan'a yapılan ihaneti konuşuyor.
Partili olmayanı bile ona dua ediyor, destek veriyor.
Bu sevgi zorla değil,
Parayla da değil…
Bu sevgi gönül işidir.
Sevgisiz hiçbir şey olmaz…
Dün Erdoğan Bayraktar'a 'hırsız' diyen, Başbakanla ilgili sözleri üzerine de 'Delikanlı adammış' yorumu yapan Çarkçı Kemal ve yoldaşları bunu anlayamaz.
Anlasalar millete 'bidon kafalı' demezlerdi.
K.K. boşuna seviniyor…
Ona buradan ekmek çıkmaz.

Yangına körükle giden Aydın Doğan ve baronların beklediği darbe bu kez de olmayacak.
Çünkü bu millet darbelerden çok çekti çok.