Kemal Muratoğlu, Basın Konseyi'ni kullanarak kendini aklamaya çalışıyor.
Derneği mahkeme sandı.
'Basın Konseyi Komedisi' başlıklı yazımın muhatabı haliyle bu dernek.
Biz Basın Konseyi'ne vurduk, sesi Ankara'nın ikrazatçısı olduğunu iddia eden Muratoğlu'ndan çıktı.
Bu adamın tekzip taleplerini mahkeme reddetti…
Umudunu Hürriyet ekibinin rakip gazete ve gazetecilere çakmak için kurduğu 'Basın Konseyi' derneğine bağladı.
Aynı meşreptenler ya.

Dün bu dernekten bir hanım aradı.
Vallahi komedi gibi…
Hanımefendi savunmamı istedi…
Kendilerini mahkeme yerine koydular.
Muratoğlu da öyle sanmış olmalı ki mahkemeye başvurur gibi bir dilekçeyi derneğe göndermiş.
Aman ne dilekçe…
Baştan sona itiraf dolu…
Adam esas meseleyi gizlemek için derneğe kıyak bile çekmiş.
Dün derneğin ünlüleri toplanmış…
Belli ki ipimizi çekecekler(!)
Pınar Türenç Karadenizlidir…
Onu bilmem ama ben kemençe çalmayı severim…
Arada bir 'riv riv' yapar keyiflenirim.
"Buna da çalarız bir kemençe, olur biter" dedim.
Genel Sekreter Namık Koçak, kurulda ünlü hukukçular olduğundan söz etmişti.
Doğru, ünlüdürler…
Ama nedense 'ikrazatçılık'
müessesesinin çoktan bittiğini unuttular.
Zaten ben de Kemal Muratoğlu'nun 'ikrazatçılık' işinin 2012'de bittiğini yazdım…
Ama o hala, "21.12.1994 tarih 22148 sayılı yönetmelik ve 90 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile ikrazatçılık belgem var" diyor.
İyi de kardeşim o belge 21.11.2012 tarihinde çıkan 6361 sayılı kanunla 'kadük' olmadı mı?
Yani kanunen bittin be…
Kimi kandırıyorsun sen?
Bu durumda Kemal Muratoğlu'nun 2012'den sonra sattığı her 'kuruş' tefecilik kapsamına girmez mi?
Artık 'ikrazatçı' değildir...
Nitekim namuslu pozları takınan Kemal Muratoğlu, 2012 Mayıs'ında oğlu ile birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü tarafından 'tefecilik' yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Tam dört gün sorgulandı.
Yalan mı KeMal?
Muratoğlu geçmişte başarılı bir işadamı olabilir.
Ödül almış da olabilir.
ATO Yönetim Kurulu Üyesi de olabilir.
Buna bir itirazımız yok.
Zaten mesele de bu değil. İtirazımız
şimdiki durumuna. Şimdi
ATO Meclis Üyesi mi?
Değil.
İşadamlığına gelince, ...?
Bir de şu sözlere bakın:
"Ramoğlu'nun Yüksek Kurulunuzun kararında sehven yer alan, 'Şikâyet Eden:
Kemal MURATOĞLU.
ATO Yönetim Kurulu Üyesi' şeklindeki ifadeden hareketle böyle yazdığını düşünmekteyiz."
Beyimiz böyle diyor.
Sehven ha!
Peki, 2012'den bu yana ne yapıyor bu adam?
Yazılarımın çıktığı tarihlerdeki işi neydi?
'İkrazatçı mı?'
Yoksa…
Neyse, neyse...
Dilekçenin son bölümü de körler sağırlar misali:
"Üstelik konseyinizin de manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif eden…"
Kıyak herifmiş.
Sözün özü, kendini mahkeme yerine koyan Aydın Doğan'ın ekibinin kurduğu bu dernekten bir 'kınama' daha bekliyoruz…
Vermezlerse hatırım kalır.