Aydın Doğan puntosu büyük bir yazıyla beni 'mahkum' ilan etti.
Bir de sabıkalı...
Neyse ki bazıları gibi devleti soymadım.
Sabıkam kamuoyunu bilgilendirmek için yazdığım yazılardan ibaret… Bunlar hep böyledir işte.
Böyle aslı astarı olmayan haber yaparlar.
Bir haberle sizi cezaevine de sokarlar.
Günler süren algı çalışması da yaparlar.
İyi ki elimiz kalem tutuyor da ipliklerini pazara çıkarabiliyoruz.
Ya bu imkanım olmasa.
Ya böyle bir imkanı olmayanlar ne yapsın?
Derdini nasıl ve kime anlatsın?
Bana 'sabıkalı' diyen Hürriyet, Posta ve Sözcü… Hele hele 'küfürbaz' diyerek hakaret eden, işi gücü fitne çıkarmak olan OdaTV'nin sahibi Soner Yalçın… Siz dünyanın en temiz insanlarısınız öyle mi?
Sabıkanız da yok ha!
Sütten çıkmış ak kaşıksınız yani!
Duyan duymayana haber versin.
Aydın Doğan'ın da kanatları eksiktir!
Bir melektir, melek!

***

Önüme gelene hakaret eder, cezayı da böyle yerim işte!
Oh olsun bana.
Şaka bir yana, Gazeteci kimliğimden ötürü yazdığım bazı yazılar yüzünden pek çok meslektaşım gibi bana da davalar açıldı elbette.
Çoğu lehime sonuçlandı… Çok şükür hiçbirinden hürriyeti bağlayıcı bir ceza almadım.
Birkaç adli para cezası dışında.
Aydın Doğan'ın haberine göre manevi tazminata hükmedilen dosyanın kararı kesinmiş… Öyle mi acaba?
Vallahi öyle değil.
Daha dava bitmedi çünkü.
Kesinleşmedi yani… Davanın istinaf aşaması da var.
Kesinleşmeyen bir mahkeme kararını, kesinmiş gibi sunmak kasıtlıdır.
Yeri geldiğinde basın özgürlüğü havarisi kesilen koca Aydın Doğan beni mahkum ettirmeyi öylesine arzulamış ki.
Gerçi onların tarzları da budur.
Ufak bir şey bulunca mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlarlar, basın özgürlüğünü de anında unuturlar… Yatağı yorganı cezaevine ne zaman taşıyacağımı soran çok oldu.
Memleketteki kardeşlerim tazminat bedeli için aralarında para toplamayı kararlaştırdılar.
Aydın Doğan ne sevinmiştir şimdi.

***

Boşuna sevinmesin.
Okurlarımı bilgilendirmeye bundan böyle de devam edeceğim.
Dilim birazcık sivri… Ne yapayım?
Memleketim ve milletim söz konusu olunca kalemime hâkim olamıyorum ki.
Hele de malum medyanın terörü övücü haberlerini görünce… Aydın Doğan ve 47 arkadaşı akaryakıt kaçakçılığı yapmaktan 21,5 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
Yazmayayım mı şimdi?
Devleti soyanları ve FETÖ'cüleri yazdığım için bazı FETÖ'cü yargıçların kararlarıyla sabıkalanmışım.
O sabıkalar şeref madalyam olsun.
Aydın Doğan da yargılanıyor.
Bu kadar mı?
Değil elbet.
SPK'nın yurtdışındaki paravan şirketler aracılığıyla kâğıt alıp küçük yatırımcıyı zarara uğrattığı iddiasıyla da suçlanmış.
Koca Aydın Doğan da sabıkalı.
Hâkime 'Sabıkam yok' dedi, Ama iki sabıkası çıktı.
Dosyayı inceleyen Hâkim Sabri İge, Bakırköy 2. ve 3. Asliye Ceza Mahkemeleri'nde Doğan'ın mahkumiyetine dair iki sabıkası olduğunu söyledi.
Avukatları da "Onlar kalktı ve silindi.
Ama arşiv var diye gönderiyor" dedi.
Doğan'da vukuat çok… İftiradan bile mahkum olmuş.
İsmailağa Cemaati'nin önemli ismi Abdulmetin Balkanlıoğlu'na hakaret ettiği için tazminat bile ödemiş.
DHKP-C'li teröristlerin savcı Mehmet Selim Kiraz'ın başına silah dayamış fotoğrafını yayınlayarak örgüt propagandası yaptılar.
Doğan Haber Ajansı Tunceli'de yol kesip kamyonları ateşe veren PKK'lıları şirin göstermek için gelinle çekilen fotoğraflarını servis ettiler.
Daha neler var neler…