Atilla Dorsay bir yazısında;
"Bugünlerde o kadar çok insan içerde ki...
Kimileri ya dostum, ya tanışım, ya uzaktan da olsa adını duyduğum kişiler.
Çünkü işlerini hep kamuoyu önünde yapmışlar, tüm yaşamlarında halka dönük çabalar harcamışlar.
Hemen hiçbirinin gizlisi-saklısı olmamış.
Ne ayakkabı kutuları, ne mal-mülk yatırımları, ne dış bankalarda hesapları.
Ne dümenler, ne nepotizm denen akraba yoluyla iş almalar...
Ne şüpheli ihaleler, ne ülkenin içine eden siteler, devasa gökdelenler...
İlgisi bile yok.
Ama içerdeler.
Dünyanın en çok gazeteci-yazar tutuklayan ülkesi haline gelmişiz.
Tüm o kimileri hâlâ süregelen Latin diktatörlükleri, komünizm artığı baskıcı rejimler, şampiyonluk bizde...
Bakar mısınız?
Uzaklarda bir yerde, son dönemde orkestranın şefi olan, hakkında tutuklama kararı çıkarılmış Can Dündar...
Benim de o kesimin görüşlerini bilip öğrenmek için ilgiyle okuduğum kimi yazarlar: Mümtaz'er Türköne'den Ahmet Turan Alkan'a, Ali Bulaç'tan Şahin Alpay'a, Nazlı Ilıcak'a..."
Bu duygusal yazı 2016'da yazıldı…
Yani 15 Temmuz darbe girişiminden 5 ay sonra.
***
Köprülerin altından epey su aktı, Dorsay hâlâ aynı fikirde mi bilmem… Ayrıca önemli de değil.
Bu gazeteciler mi işlerini kamuoyu önünde yaptı?
Bunların mı gizlisi saklısı yok?
Bunların mı halka dönük çabaları var?
Sahi mal mülkleri de mi yok?
Yabancı bankalarda paraları da mi?
Atma be Recep din kardeşiyiz.
İçlerinde öyle isimler var ki Türkiye aleyhinde yazı yazması karşılığında CIA'dan binlerce dolar aylığa bağlanmış.
Haberin var mı arkadaş?
Bunu bir devlet yetkilisinden duydum.
Yakında CIA'dan maaşa bağlanan gazeteci kimlikli hainlerin isimleri açıklanır da kim olduklarını herkes öğrenir.
'Gazeteci' diyerek kutsanan isimlere bak.
Mesela Can Dündar…
Adam bi kere küçük kız merakı yüzünden FETÖ'nün radarına düşmüş, Gülen'in kucağına oturmuş bir hain.
Lolita düşkünü Can'cık, FETÖ'den de başka yerlerden de yüklü paralar almış.
Karşılığını vatana ihanet ederek ödemiş.
Sonunda Türkiye'den kaçıp Almanlara sığınmış.
Şimdi onların kucağında zıplıyor.
Gelelim diğerlerine;
Yani Mümtazer Türköne, Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç, Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Aslı Erdoğan, Atilla Taş, Aytekin Gezici, Cuma Ulus, Ercan Gün, Erdal Şen, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Hidayet Karaca, Mehmet Altan ve Mutlu Çölgeçen'e…
***
Dorsay ve aynı kafadakilere göre bunlar birer melek.
Zerre kusurları yok.
Öyle mi acaba?
İçeri de keyfi atılmışlar galiba, Suçları yok yani!
Mesela Mutlu Çölgeçen…
Ankara'da birlikte de çalışmıştık.
Eski Bakan Suat Kılıç'ın kankasıydı.
Hepsi vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak için acayip çalıştı!
Teröre karşı cihat ilan ettiler.
ByLock çıktı lafları iftira!
Hepsi darbenin karşısındaydı, Darbe gecesi beşik salladıkları için sokağa çıkamadılar.
Yoksa onlar da tankların önüne yatacaktı!
Kumpasın K'sını bile bilmez bunlar!
Fetullah Gülen'e de acayip gıcıklar!
Uzun Adam'ı ise çok severler!
Bakmayın siz Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun Gülen'in finansörü Kaynak Holdingden SGK'lı oluşuna.
Aslında o çok hızlı bir solcudur!
Bu yüzden Erdoğan'a idam ipini sallamıştı ya…
Aytekin Gezici de yoldaşıdır.
Ne anlatıyorsunuz be.
Amerika ve Almanya'nın maaşa bağladığı hainlerden bazıları teröre bizzat destek verdi, bazıları da terörü teşvik etti.
Vatana ve millete ihanet etmeyen yok gibi.
Bu suçlar hangi ülkede basın özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor arkadaş?
