Ünal Aysal'ı pazar günü Telegol'de izledim.
Söylediği her kelime, verdiği her mesaj akıl dolu, tecrübe dolu ve huzur dolu. Aslında satır aralarında gücünü ve bu gücünü nasıl kullanabileceğini göstermiş olsa da genel algı çok ama çok pozitif.
Ve üstelik futbolu bilmediğini, betondan hiç anlamadığını da komplekssiz bir şekilde dile getirdi. Ve yine basından öğreniyoruz ki; çiçeği burnunda başkanın ilk görüştüğü isim Fatih Terim olmuş. Bu aşamada Terim'i hoca yapmak Galatasaray için en doğru karar. Aksi bir düşünce macera aramak olurdu. Diyelim ki; yabancı bir hoca getirdiniz. Hatta bu hoca Jose Mourinho bile olsa Türk futboluna adapte olması, oyuncuları tanıması, eldeki bir dönemin yıldızları, milli takım futbolcularını eski günlerine getirmesi, Türk futbol alemini çözebilmesi aylar alacak.

SEVENİ SEVMEYENİ VAR!
Camiada Terim'i seven var, sevmeyen var. "Denenmişlerden uzak duralım" diyenler var.
Ama Galatasaray ve Florya son birkaç senedir başsız, disiplinsiz. Bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ve her şey dibe vurdu. Sonuçlar ne olur bilemem ama net bildiğim bir şey var ki; Florya'da futbolcular artık eskisi gibi at koşturamayacaklar. Birbirleriyle kolay kolay kavga edip gruplaşamayacaklar.
O devirler bitti. Gerisi alınacak oyuncuların kalitesi ve Fatih Terim'in yaratıcılığına kalmış.
Fatih Terim'e tavsiyemiz de şu: Astığım astık, kestiğim kestiğim kestik devirleri geride kaldı. Yöneticilerle, hele hele başkanla problem yaşama devirleri geçti. "Her şeyi ben bilirim, en büyük benim" günleri de bitti. Bizden söylemesi.