Kulüpler Birliği'nde çok sefer olduğu gibi dün de dağ fare doğurdu. Çok önemli kararların alınacağını düşünmüştük ama fındık kabuğunu bile doldurmayacak kararlar ortaya çıktı. Bunların en önemlisi, geçmiş dönemlerde başkanlık yapan isimlere konan veto oldu. Süper Lig kulüplerinin başkanlarına göre, Şenes Erzik, Levent Bıçakcı, Haluk Ulusoy ve Mehmet Ali Aydınlar gibi isimler aday olmamalıydı. Bunun ne mantığı var, anlayamadık. Kulüpler Birliği'ne göre yepyeni bir isim ortaya çıkmalı. Belli ki kafalarında bir isim var. İçeride Yıldırım Demirören'in de isminin geçmiş olmasına rağmen onun da bu konjonktürde başkan olması çok güç görünüyor. Ben size ciddi futbol kulislerinde adı geçenlerden bahsedeyim:
İlki Ata Aksu... Uzun yıllar milletvekilliği yapmış, Gaziantepspor Kulüp Başkanlığı görevinde bulunmuş ve uzun yıllar Futbol Federasyonu Asbaşkanlığı görevini sürdürmüş bir isim. Kulislerden kulağımıza gelen, Ata Aksu'nun birçok delegeden kabul gördüğüdür.
Diğer bir isim ise Murat Aksu... O da uzun yıllar Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nda çalışmış, Beşiktaş Kulübü'nde görev yapmış bir isim. Genç ve birçok dengeyi bünyesinde barındırabilecek bir kişi.
Bir başka isim de Mehmet Atalay... O da Türk sporunda önemli hizmetler vermiş, Genel Müdürlük yapmış, hiçbir dedikodu ve şaibeye karışmaksızın önemli projelere imza atmış genç bir arkadaşımız.
Kulüpler Birliği, son sözü söylemeyecek. Önemli bir oy potansiyelleri var. Ama artık herkes akil adam olmak zorundadır. TFF Başkanlığı seçiminde taban birliğinden gelecek oyları asla gözardı etmemek lazım. 15 yıldır her federasyon seçimine katıldım ve hepsinde de taban birliklerinin önemli bir belirleyici unsur olduğunu gördüm.
Son sözüm Genel Kurul'un isimsiz kahramanlarına... Bank Asya ve alt liglerin o sağduyulu başkanlarına ve taban birliklerine sesleniyorum. Asla pazarlıklar içerisinde olmayın. Asla Mehmet Ali Aydınlar'ı güç durumda bırakan isimlere yönelmeyin. Kulislerde adı geçen üç isim de birbirinden değerli. Tabii ki bu üç isme başkaları da eklenebilir. Mesela, geçen gece beraber program yaptığım İbrahim Hacıosmanoğlu da futbol aleminin direkt içinde olmasa da neden düşünülmesin... Hiçbir beklentim olmadığı için rahat rahat söylüyorum ki; Türk futbolu bitmek üzere. Aday belirlerken ve seçim yaparken ne olur mavi boncuklara, pazarlıklara geçit vermeyin. Vicdanınızın sesini dinleyin.
