Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKNUR K. AKMAN

İşle çocuk bir arada olur mu?

Çocuk sahibi olmak, kadının iş hayatına ilelebet veda etmesini gerektirmiyor. Aksine araştırmalar, annesi çalışan çocukların daha dışa dönük ve öğrenmeye hevesli olduklarını gösteriyor

Hamileydim, doğuma birkaç hafta kalmıştı... Haber yapmak üzere derslerinden birine katıldığım doğum koçu Ayşe Öner (nam-ı diğer Ayşe Hemşire) çok ilgimi çeken bir şey söylemişti o gün, "Bebekler sandığınızdan çok daha fazla şeyin farkındadır... Ona kendini güvende hissettirmek için, örneğin banyosunu sizin yaptırmanızı, altını sizin değiştirmenizi öneririm. Annesinin yeterince becerikli, güçlü ve birçok şeyi 'yapabilir' olduğunu görmesi çocuk için çok önemlidir. Bir bakıcınız da olsa bazı zamanlarda bırakın o size sadece eşlik etsin, yardımcı olsun." Neredeyse üç yıl geçti üzerinden, belki de tam olarak bu değildi cümle ama Ayşe Hemşire'nin anlatmak istediği, bir anne ile çocuğu arasındaki ilişki ve doğduğu andan itibaren ona doğru örnek olmasının önemiydi. Ben bu bilgiye çok inandım ve kızımı büyütürken hemen her şeyini ben üstlendim. Her gün işe gitme gibi bir zorunluluğum olmadığı için de onunla çok yakından ilgilenme imkânım vardı ve buna da gönüllüydüm. Ama iki buçuk yıl sonra bugün, artık onun için bu düzeni yavaş yavaş değiştirmem gerektiğini düşünüyorum. Yine ona doğru örnek olabilmek, onu özgüveni yüksek bir kadın olarak yetiştirmek için, düzenli bir çalışma hayatına geri dönmem gerektiğine inanıyorum. Zira, geçen gün kızıma gazeteye gidip işlerimi halledeceğimi söylediğimde, gitmemi istemediği için ağzından çıkan şu cümle beni ürküttü: "Hayır, anneler işe gitmez!" Bir an kalakaldım... Ben her sabah işine gidip akşam evine dönen bir kadın değildim, ama onun kafasında annelerin, daha doğrusu kadınların çalışmadığı fikrinin oluşmasından çok rahatsız oldum. Onun için belki de artık doğru örnek değildim... İşte bir annenin aklına sokulacak en kötü şey!

BEBEK, ANNEYİ HİSSEDER
Bir seminer sırasında tanıdığım uzman psikolog Sevil Usanmaz'a danıştım. Bana çalışan annelerin psikolojisi ve çalışmanın anne-çocuk ilişkisine etkileri konusunda önemli bilgiler verdi gerçekten. "Çocuklar, bebeklikten itibaren annenin duygularını hisseder. Çalışan kadın işle birlikte annelik davranışına duygusal olarak hazırlanabilir ve annelik davranışını öğrenebilirse, yeterli aile, çevre ve eş desteğini aldığında, hem işinde kendini daha iyi hisseder hem de suçluluk duygusu azalır," diyen Usanmaz, bu konu ile ilgili yapılan araştırmaların, annenin çalışmasının çocuğu sanıldığı kadar olumsuz yönde etkilemediğini ortaya çıkardığını söylüyor. Benim asıl endişemi doğrulayan şu açıklamayı da yapıyor arkasından: "Araştırmalar, çalışan annelerin çocuklarının okul başarılarının ve sosyal gelişimlerinin, çalışmayan annelerin çocuklarına göre daha önde olduğu yönünde. Annenin çalışması, çocuğun kendi benliğini algılamasında da önemli bir etkiye sahiptir. Annesi çalışan çocukların, 'büyüyünce ne olacağı' sorusuna daha net yanıtlar verdikleri, kendilerine hemen her konuda hedefler koyabildikleri, dışa dönük, öğrenmeye hevesli oldukları gözlenmiştir. Özellikle annenin çalışması, kız çocuğunu daha olumlu yönden etkilemektedir. Annesi çalışan kızlar, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde annelerini daha yetenekli, becerikli hissetmekte, onu örnek almakta ve daha fazla gururlanmaktadırlar." Şu işe bakın, doğum yaptıktan sonra kızımın yanında olmam gerektiği için gazetedeki asıl görevimi bırakmış ve sadece haftada bir gün bu köşeyi yazmayı tercih etmiştim. Kızım iki buçuk yaşına geldi ve şimdi de hayat bana onu daha iyi yetiştirebilmek için çalışmam gerektiğini söylüyor, inanılmaz değil mi? Madem öyle, biz de bir çaresine bakacağız artık!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA