Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Bazen ayrılmak zordur

Bazı çocuklar anne babalarından ayrılmakta zorlanır, hatta ayrılığın sözü bile geçtiğinde aşırı kaygı duyar ve tepki gösterirler. İşte o zaman sorun var demektir, çocukların sağlıklı gelişim için yardım almak gerekir

Yarıyıl tatilinde bazı çocuklar ailelerinden ayrı kayak, uzay gibi kamplara gitti. Bazı çocuklar ise ailelerinden ayrılamadıkları için, gece arkadaşlarında kalma zevkini olduğu gibi bunu da kaçırdı. Çünkü ailelerinden ayrılmakla ilgili endişeleri vardır. Kaç yaşında olursanız olun, sevdiklerinizden ayrılmak zor gelir. Üzülürsünüz, ayrılmak istemezsiniz. Ama yaşam devam eder. Alışırsınız, alışmasanız da yapmanız gerekenleri yapar, ayrılığın kaygısını yatıştırmaya çalışırsınız. Ama bazı insanlar, özellikle çocuklar ayrılıkla baş etmekte zorlanır. Bu zorluk eğlenceleri, başarıları ve yeni fırsatları engeller. Gelişimsel olarak altı ay-üç yaş arasında çocuklar, başta annelerinden olmak üzere yakınlarından ayrılmak istemezler. Yabancılara ve yabancı yerlere tepki gösterirler. Ayrılmaları gerektiğinde kaygı duyar, tepki gösterir ve ağlarlar. Siz mutfakta yemek hazırlarken, odasından size seslenir. "Mutfaktayım," dersiniz, rahatlar, kalkmadan oyununa devam eder. Bu aralıklı olarak devam eder. Emin olmak, varlığınızı hissetmek onu rahatlatır, kaygısını giderir. Ama eğer sizden yanıt alamazsa, ağlayarak koşar. "Ne oldu, buradayım," dersiniz. Boynunu büker, hâlâ korku içindedir ve ağlıyordur "Gittin sandım" der. İşte bu, ayrılık kaygısıdır.

GERÇEKÇİ OLMAYAN, ABARTILI KAYGILAR
Üç yaşla birlikte sosyalleşme, sizden ayrılma kaygısı duymadan güvenli ortamlara gitme, sizi aramadan orada kalma, yani ayrılığa katlanma başlar. Ama bazı çocuklar hâlâ ayrılamamakta, bırakın gerçekten ayrılmayı, sözü bile geçtiğinde aşırı kaygı duyma ve tepki göstermeye devam ederler. İşte o zaman sorun var demektir ve sağlıklı gelişim için yardım almak gerekir. Çünkü bu kaygı gelişim dönemine göre duyması gerekenden daha fazladır. Çocuklar, ayrılıkla birlikte kendilerine ya da sevdiklerine kötü bir şey olacağı endişesi taşırlar. Bu kaygılar abartılı ve gerçekle uyumsuzdur. Çocuk yalnız yatmayı, okula gitmeyi, evde kalmayı reddeder. Kaygı, panik boyutuna varabilir. Bazen hafif olmakla birlikte, bazen de düşüncesi bile sorun yaratır. Çocuk bağlı olduğu kişiden (genellikle anne) hiç ayrılmaz. Değerlendirmede, çocuğa ve aileye ilişkin özellikler görülebilir. Çocukların tek çocuk, zor edinilmiş çocuk (tedavi sonrası, düşük ya da ölümler sonrası, farklı cinsten tek çocuk olması gibi), küçükken kaybedilme riski geçiren, sık hastalanan çocuklar olduğu görülebilir. Ailelerin de endişeli, çocuğa bir şey olacak korkusu yaşayan, aşırı koruyucu aileler olması beklenebilir. Ayrıca ailede hasta olması, aile içi tartışmalar olması nedenler arasındadır. Böylece fark etmeden aile de çocuğun kaygısını, kendi endişeleri ile artırır.

AİLELERE DE İŞ DÜŞÜYOR
Ayrılık zordur. Ama ayrılığın tatlı acısı ise, ayrılama korkusunun kaygısını karıştırmamak gerekir. Bizim karıştırmamız gerekir ki çocuklarımıza öğretebilelim. Onları bağımlı, kaygılı bireyler haline getirmeyelim. Bizden ayrılamadıkları için arkadaşları ile güzel zaman geçirmekten, tatillerde eğlenmekten ve eğitimleri için başka yerlere gitmekten mahrum kalmasınlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA