Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Hem büyükleri hem küçükleri etkiliyor

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için çok şey yazılabilir. Birçoğunun nüfus kaydının bile olmadığı, çocuk yaşta evlendirildikleri, eğitim haklarının ellerinden alındığını, tecavüze, tacize, istismara uğradıkları, dövüldükleri, ekonomik ve sözel şiddetten nasiplerini aldıkları, kısaca nasıl mağdur edildikleri yazılabilir. Ama bugün bütün bunların, kadınların, kadınlıklarından daha çok konuşulan anneliğini nasıl etkilediğini yazmak istiyorum. Mağduriyetlerinin sadece kadınlarla kısıtlı kalmadığının, onların çocuklarına nasıl aktarıldığının farkında olmanın, belki bir kez düşünmeyi sağlayacağını umut ediyorum.

KIZ VEYA ERKEK FARK ETMİYOR
Sözlükler mağduru, 'haksızlığa uğramış kişi' olarak tanımlıyor. Fiziksel, sözel, psikolojik ya da ekonomik şiddete uğrayan kadınlara mağdur demek, yanlış olmaz. Bu mağdurluk, onların anneliğini etkiliyor. Hatta anneliğini etkilemenin ötesine geçiyor ve mağdur kadınların çocuklarında birçok sorunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Annelikleri etkileniyor, çünkü şiddete uğrayan anne de çocuğuna karşı daha çok şiddet uyguluyor. Çocuğunu daha çok cezalandırıyor, çocukla ilişkisi bozuluyor, hatta uğradığı şiddetten çocuğu sorumlu tutabiliyor. Çocuğun kız ya da erkek olması, fark etmiyor. Ama yaşı ne kadar küçükse, etkilenme o kadar büyük oluyor. Şiddet ne kadar yoğunsa ve şiddet sırasında silah kullanılmışsa, çocuğun etkilenmesi ve sorun o kadar büyük oluyor. Yapılan tüm araştırmalar, mağdur kadınların çocuklarının travma belirtileri gösterdiğini ortaya koyuyor. Korku, kaygı, uyku bozuklukları, bedensel yakınmalar ve fiziksel sağlıkta bozulma, okul sorunları, saldırganlık ve suça yönelme, bu çocuklarda görülen sorunların ana başlıklarını oluşturuyor. Çünkü ev içindeki şiddet, çocukların uyum sorunlarını artırır. Bu çocuklarda, diğer çocuklara oranla yüzde 40 oranında daha fazla davranış sorunu görülür. Anneleri evde şiddet gören çocukların vurma, ısırma, tekme atma gibi davranışları çok daha fazla oluyor. Bu çocuklar, şiddeti bir güç olarak görerek, saldırganlıklarını daha çok kızlara yöneltmeye başlıyor. Sosyal becerileri, diğer çocuklara göre daha az gelişen bu çocukların bir kısmı, süreç içinde babayı anneye karşı kışkırmaya başlayabiliyor. Zaman geçtikçe de çocuk, şiddet olmasa bile her tür tartışmadan etkilenmeye başlıyor. Ebeveynleri arasındaki tartışmalara müdahale ediyor, taraf oluyor. Erişkin döneme geldiklerinde bu çocukların mağduriyetleri belirginleşiyor. Depresyon, düşük benlik saygısı, uyumsuzluklar onları takip ediyor. En önemlisi, dünün mağdurlarının çocukları, kendileri de mağdur olan bu çocukların özellikle erkek olanları eşlerine, kız arkadaşlarına şiddet uygulayan kişilere dönüşüyor. Aslında henüz mağdur kadınları tam değerlendirmeyi, korumayı başaramayan dünyanın, onların çocuklarına yönelmeleri çok yeni. Bu sonuçlar, kadına karşı şiddetin ve ayrımcılığın mağdurlarının ne kadar fazla olduğunu göstermenin yanı sıra, insanlığın tümünü nasıl etkilediğini de açıklıyor. Kısaca 'kadın sorunu' diyerek sınırlamanın yanlışlığını da ortaya çıkartıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA