Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Ergen cinselliğini cezalandırmak

Erken yaşta cinsellik, gebelik engellenmesi gereken risklerdir. Ancak engellemenin yolu gelişim dönemi özellikleri, aile tutum hataları ya da bazı gelişimsel sorunları nedeniyle çocukları hapsetmek değildir

"Gençlerin bazıları, sanki her şey oymuşcasına zevki arıyorlar ve yargılanıp azarlanıyorlar. Bense onları ne yargılarım, ne de azarlarım. Bırakırım arasınlar." Halil Cibran Halil Cibran yıllar önce "Ben onları ne yargılarım, ne de azarlarım" demiş ama günümüzde bazı büyükler aynı şekilde düşünmüyor. Cinsel istismar yasa tasarısında yer alan ceza kanunu değişikliğinde şikayete bağlı olarak cezalandırılması öngörülen çocukların cezaları az görülmüş olmalı ki, şikayete bağlı olmadan, darp, cebir, kandırma, hile olmadan, yani kendi istekleri ile cinsel ilişkiye girerlerse 16 yıl ve fazlası hapis cezası almaları önerilmiş. Bu sadece flört aşamasını kapsamıyor. Aile zoru ile evlendirilmiş gençler de aynı cezayı alacaklar. Zorla evlendirenler içinse bir şey yok. Bir kez daha çocuklar, erişkinlerin suçlarının bedelini ödeyecekler. Böylece hem çocuk yaşlarda evlilik körüklenecek, hem de evli olanları cezalandıracağız. Tasarıyı hazırlayanların bile tam anladığını sanmadığım, garip bir erişkin yaklaşımı çocukları tehdit ediyor.
Hiç kimse erken yaşlarda cinselliği desteklemiyor. Erken yaşta cinsellik, gebelik engellenmesi gereken risklerdir. Ancak engellemenin yolu gelişim dönemi özellikleri, aile tutum hataları ya da bazı gelişimsel sorunları nedeni ile çocukları yıllarca hapis etmek değildir. Cezadan önce ergenliğin özelliklerini düşünmek ve dönemi sağlıklı geçirmek için yapılması gerekenleri bilmek gerekir. Ergenlik dönemine girerken oluşan değişikliklerin çoğu ergenin cinselliğine yansır. Konuşmalar, şakalar ve tabii karşı cinse duyulan ilgi belirgindir.

NE OLUYOR BU ERGENLERE?
Ergenlikte cinsel ilişki kurulmalı mı? Bu soruya vereceğiniz yanıt, sizi insanların gözünde tutuculuktan ahlaksızlığa uzanan bir yerlere yerleştirebilir. Biyolojik açıdan bakıldığında olabilir görünür. Oysa cinsel ilişki sadece biyolojik yeterlilikle bağlantılı değildir. Ruhsal ve sosyal açıdan da yeterlilik gerekir. Cinsel ilişkiye girmeden önce kişinin kendi cinselliğini anlaması ve tanıması önemlidir. Sonra karşı tarafla ilişki olarak değerlendirebilmek ve geleceğe yönelik toplumsal ve bireysel sonuçları değerlendirmek gelir. Bunların tümünü yeterli yapabilen kişi cinsel olgunluğa erişmiş demektir. Henüz benliği gelişmemiş, olgunlaşmamış bir ergen için cinsel ilişki geri dönülmez bir sorunlar yumağının başlangıcı olabilir. Hele bir de ahlaki değerler açısından hazır değilse sorunlar artar. Çoğunlukla ilk deneyim hazırlıksız yaşandığı için, beklenmeyen gebelik riski fazladır. Bilinçsizce girilen ilişkiler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar için bulunmaz yayılma fırsatıdır. Cinsel korkular, sorunlar, birliktelikleri bitiren cinsel uyumsuzluklar ergenlikteki deneyimlerle bağlantılıdır.
Bu konuda bulduğumuz çözüm yasaklamak, cezalandırmak ve korkutmaktır. Oysa gerçek çözüm önce kendimizi, sonra çocuklarımızı eğitmektedir. Mutlaka birilerini cezalandırmamız gerekiyorsa, çocukları gerekli eğitimden mahrum bırakanları, kendi aralarındaki cinselliğe kızıp, onları birer cinsel obje olarak görenleri cezalandıracak kadar büyük(!) olmamız gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA