Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Kaynanayla beraber oturmak mümkün mü?

Nişantaşı’ndan Konya’ya giden bir gelin mutlu olabilir, kaynanasıyla arkadaş olup beraber eğlenebilen bir gelin de hayatta karşınıza çıkabilir. Ama bunlar nadir örnekler. Aynı adama ‘âşık’ iki kadın aynı evde yaşayabilir mi? Anneli ve babaanneli yılların şahitliğine buyrun!

25 yıl kadar önce olmalı. Okuldaki en yakın arkadaşlarımdan biri apar topar evlendi. Yıldırım, şimşek, ilk görüşte aşktı. Kızımız, en alımlısından, en havalısından bir Nişantaşı kızıydı. Hepimizden çok gezer, kimseye hesap vermez, İstanbul dışında yaşayan anne-baba avantajını iyi kullanır, anneannesinin zaafını beceriyle esnetirdi. Gel gör ki Konya'ya gelin gitmişti. Kayınvalide, kayınpeder ve kocasının kardeşleriyle aynı evde oturmaya! Hayretlerden dehşetlere sürüklendik. Yok, mümkün değil olmazdı. 20'lerimizin en başındaydık ve icabında canımızı verir ama gene de kaynanayla beraber oturmazdık! Yıllarca Konya'da yaşadılar. Üç tane çocuk yaptılar. İstanbul'daki buluşmalarımızdan anladığımız, birbirlerine de depresyona da girmediler. 'Gül gibi' geçindiler, hep şaşırttılar. Zaman içinde de bu dezavantaj gibi görünen hali avantaja çevirdiler; çocukları babaanneye satıp karı-koca dünyaları gezdiler. Başka bir hikâye: Bizim evin cankurtaranı Reyhan, kendi evinde şöyle bir kadroyla oturuyor: Kocası, iki oğlu, bir gelini, iki torunu... Gelin mutsuz. Nefes alamadığını söylüyor, ayrı eve çıkmak istiyor. Şartlar ortada halbuki: Kendi çalışmıyor, kocası asgari ücret alıyor, evi çekip çevirmede başrol Reyhan'da... Ama geçen haftaki emsal karara göre boşanma hakkı da gelin Derya'da...

Kaynanadili, gelin boğan mı?
Haberi biliyorsunuzdur; Osmaniye'de bir tür devrim oldu: Yargıtay, kayınvalidesiyle aynı evde yaşamak istemediğini söyleyerek boşanma davası açan gelini haklı buldu. Karar emsal niteliği taşıdığı için de ne oldu? Kayınvalideleriyle beraber oturan gelinlere, 'ayrı ev açmadıkları' gerekçesiyle kocalarına boşanma davası açma hakkı doğdu. O kadar da hoppadanak olmadı tabii. Önce yerel mahkeme davayı reddetti. Ama gelin azimliymiş. Kararı Yargıtay'a temyize götürdü. Yargıtay da kocanın ayrı ev açmamasını 'kusurlu bir hareket' olarak değerlendirip boşanma sebebi saydı. Pratikte işler mi, bu sebepten boşanmalar çılgınca artar mı, sanmam. Ama işte bir yandan da: Yol açıldı! Peki bu ikili aynı evde oturabilir mi? Yoksa kaynana zırıltısı, değil aynı dört duvarın içinde, kâinata yayılsa çekilmez mi? 'Kaynanazırıltısı' adı verilmiş oyuncak bile var, hatırlayın, hani çevrildikçe feci bir ses çıkarıp kafa ütüleyen... Kaynana dili, gelini boğar mı? Bu arada 'kaynanadili' de dil biçiminde yassı ve dikenli dalları olan bir kaktüs türü. Batar yani! 'Gelinboğan' ise doğada kendiliğinden yetişen bir ağaç hatta yabanarmudu türü... Kaynananın dili, gelini boğabilir ama bir kaynanadili, bir gelinboğan değil!

Kaynanam çok tatlı kız!
Bir arkadaşım kayınvalidesinden "kız" diye bahsederdi. "Kadın denmez ona, çok tatlı kız" derdi, iltifat manasında. Hakikaten de matrak, şirin, çatlak, haşarı bir kadındı. Yaşı da ruhu da gençti. Ama kendimizi kandırmayalım. Böyle erkek annesi, çok ender bulunan bir tür... Kayınvalide, beraber eğlenilecek bir arkadaş olmuyor çoğu zaman (ki ondan beklenen bu değil zaten), kaldı ki anneliğini de bilmiyor bazı zaman (ki ondan beklenen tek şey bu). Uzaklardan bile zor iş gelinle kaynananın birbirinin gözünü oymaması. Aynı adamı paylaşan, aynı erkek üstünde hak iddia eden iki kadın var sonuçta ortada. Adam sınırları çizemeyen bir tipse, herkese geçmiş olsun. Herkes haddini bilecek, birbirinin alanına girmeyecek, ağzından çıkanı kulağı duymadan önce düşünecek, kendine yapılmasını istemediğini karşısındakine de yapmayacak, gerektiğinde alttan almayı bilecek, sevgi saygı çerçevesinde, bla bla bla... Bu klişeler de kâfi değil, meselede rolü olan faktör bol...

Annemle babaannemin 30 yılı
Tam 50 yıl öncesi. Annemle babam birbirlerinden son derece hoşlanarak evlenme kararı alıyor ve bu detayı konuşmuyorlar bile: Gelin hanım, sadece kocasıyla değil, kayınvalidesi, kayınpederi ve iki tane kendinden epey büyük ama bekâr görümcesiyle birlikte oturacak! Etraftaki herkes 'Olmaz' diyor. Yürümez. Uzun sürmez. Yürüyor. Sürüyor. Anneme Polyanna derler, bu uzun yürüyüşü onun sabrına, iyi niyetine bağlarlar. Fakat şöyle detaylar da var: Babaannem güzelliğiyle dillere destan bir kadın ama kızlarını kendine pek benzetememiş! Annemi ekstra benimsiyor, eşe dosta hava atıyor hatta güzel geliniyle! Kendisinden yaklaşık 15 yaş büyük görümceler de gelini rakip değil, sanki kızları gibi görüyor. Masayı topladığında bile 'Sen dersini çalış'vari 'Sen kocanı ezberle' deniyor. Cindrella'lık bir gerilim yok yani. En önemlisi de havalı oğullarını eve bağlayacak mucize olarak bakıyor ve el üstünde tutuyorlar. İmkânlı da bir ev; bizimkilerin kapısı bacası ayrı, mütecaviz hallere geçit yok! İş karı-kocada bitiyor tabii gene de. Babam, haddini aşana haddini fena bildirir tipte. Âdil ve hakkaniyetli... Azami farkındalıkla, fazlaca külyutmaz... Annemse yumuşak, sabırlı, nazik ve en önemlisi âşık! Kafayı kayınvalideye, görümceye takmaya hiç niyeti yok. Tam tersi eğlenceli bir evcilik oyunu gibi geliyor ona bu kalabalık hane nüfusu. Çocukluğumda ikisinin kavga ettiğini hiç hatırlamam. Ne zaman ki küçük görümce/hala da vefat etti ve baş başa kaldılar, çok ilginçtir ki tartışmalar o zaman başladı! Meğer kalabalık, onların zamkıymış.

Banyo pembe olur!
Kendi mikro tecrübemle bağlayayım: 20 yıl önce. Rahmetli müstakbel kayınvalidemle ev bakıyoruz. Şurası açılır, burası kapanır aşamasında tereddütsüz, bildirdi: "Burası pembe yapılır, zaten banyo dediğin pembe olur." Pembe mi? Halbuki pembeye tek noktada tahammül edebilirim: Pamuk helva formundaysa. Banyo dediğin ise mavi olur! Kesin. Net. Bu durumda iki tarafın da gönlü olsun diye eflatun mu yapılacak? Ve aslında kimsenin de gönlü olmamış olacak! Amma zor işler...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA