Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Sorumluluk sahibi erkek yok

Koyu kumral saçlarını son derece modern kestirmişti. Pek çok şehirli ve çalışan kadın gibi, fön çektirmeye gerek kalmadan yıkayıp çıkabileceği gibi, omuzlarına değmeyen tutamlarını eliyle kulağının arkasına atıveriyordu. İnce bedeni, giydiği ceket ve pantolonun içinde oldukça hoş duruyordu. Koltukta otururken bacak bacak üstüne atış şeklinde müthiş bir özgüven vardı. Bakışları sert ve acımasızdı. "Neden aramadığını anlayamıyorum. Sürekli işini bahane ediyor. Gitgide görüşmelerimiz azaldı. Öyle sinir oluyorum ki, her gün onu düşünmekten kendimi alamıyorum. Ben artık boşuna zaman geçirmek istemiyorum. Evlenmek ve çocuk sahibi olma yaşım geldi. 'Gel konuşalım,' dediğimde tamam diyor ama bir türlü karşıma çıkmıyor."
Çalışan, hem de iyi para kazanan, bakımlı ve güzel bir kadın için bu cümleler oldukça tuhaf kaçıyordu.
Ama son dönemde kadın erkek ilişkilerinde, hepimizin farkında olduğu gibi, ne olduğu belirsiz durumlar yaşanıyor. Son derece akıllı olan kadınlar bile bazen, erkek arkadaşımla 'Ayda bir kez ancak görüşebiliyoruz,' diyor. Ve bunu bir 'ilişki' olarak tanımlıyor.
Oysa erkek hiç onun yanında olmuyor. Kadın güçlü zaten. Ona hayatının hiçbir alanında nasıl olsa ihtiyaç duymuyor. Eh geriye birlikte zaman geçirmek kalıyorsa, bunu da en minimum sayıda tutuyor erkek.
Peki neler oluyor? Aslında ilişki sayılamayacak bir görüşme modelini kadın ciddiye alırken ve neredeyse hiç yanında olmayan bir adama bağlı kalıp başka erkekleri görmezden gelirken, erkek gününü gün ediyor. Başka kadınlarla da görüşüyor. Erkek kolaylıkla sıyrılıp ortadan kaybolabilirken, kadın bağımlı hale geliyor. Bu ilişkinin adını koymaya çalışıyor.

DAHA NE KADAR AYRIMCILIK YAPACAĞIZ
Malesef biz toplum olarak hatalı evlatlar yetiştiriyoruz. Kendimize bir bakalım. Daha küçücükken kız çocuğunu erkekten ayırıyoruz.
Oğullarımıza imtiyazlar veriyoruz. Kız çocuğumuza, abisine ya da sırf erkek olduğu için kardeşine hizmet etmeye zorluyoruz. Kızımıza hayatı boyunca tek bir erkekle birlikte olup, hemen evlenip anne olmasını ve böyle de kalmasını öğretirken, oğlumuza çok kızla birlikte olabilme serbestliği verip, sorumluluklardan kaçmasına göz yumuyoruz.
Sonuç mu? Kızlar evlenecek kadar sorumluluk sahibi ve tek kadına bağlanacak olgunlukta erkek bulamıyorlar. Ve toplumsal ve aile baskılarına yenik düşerek, aslında kendilerine hiç uymayacak erkekler için perişan oluyorlar. Hedef evlenip anne olmak. Yoksa kadın başarısız sayılıyor.
Erkek ise evliliğe yanaşırken annesi tarafından koruma ve sahiplenme altına alınıyor. Gelin adayı beğenilmezse çeşitli zorluklar çıkartılıyor.
Peki ya hem oğlu hem de kızı olanlar?
Sizler kızlarınız için üzülmüyor musunuz?
Daha ne kadar kızlarımıza ayrımcılık yapacağız?
Kısıtlamaları dayatacağız? Doğru erkeğin nasıl seçileceğini öğretmek yerine, erkekten korkmayı empoze edeceğiz? Oğullarımızı daha ne kadar şımartacağız?
Onlar her zaman 'Paşa oğlum' değiller ve olmamalılar. Kadın dilinden anlayabileceği gibi eğitilmeliler.
Bence bir şeylerin değişme zamanı çoktan geldi de geçiyor bile...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA