Geçtiğimiz hafta, açık havada kahvaltı edebilmek için bir kafeye gittik.
Çaylarımızı içip keyif yaparken, etrafı izlemeye koyuldum. Masaların birinde sarışın, incecik bir kadın tek başına oturuyordu. Çok hoş ve zarifti. Güneş gözlüğünü takmış, belli ki yürüyüş yapmıştı, dinlenmek üzere buraya gelmişti.
Biraz sonra yüzünün asıldığını ve oturma yönünü başka bir yere çevirdiğini fark ettim. Gözlerimle takip ettiğimde, tam karşısındaki masada oturan adam dikkatimi çekti.
Gümüş rengi saçları hafifçe uzundu; arkadan lastikle tutturmuştu. Hafif göbekli, irice, ama düzgün bir adam gibi duruyordu. Karşısındaki sarışın kadına ilgi gösteriyor, hatta yerini değiştirerek onu tam karşısına almaya çalışıyordu. Göz hapsi öylesine belirgindi ki, seyretmeye koyuldum ve adamın kadını tavlamaya çalıştığını fark ettim.
Fakat sarışın kadın rahatsız oldu, birkaç dakika gitti. Aradan yarım saat geçmemişti ki, adamın masasına esmer bir kadın oturdu. Ben henüz şaşırmaya fırsat bulamadan, genç kadın adama sarılmaya başladı. Derken yüzünü onun boynuna yaslayarak uzun süre orada kaldı. Adamdan aynı karşılığı aldığı söylenemezdi. İçim burkularak, genç kadının adamı dudaklarından öpmeye çalışmasını izledim. Ve adamın yüz ifadesindeki rahatsızlığı...
Genç kadının, erkeğin elindeki sigarayı almaya ve kendi dudakların koymaya çalışmasını... Adamın onu reddedip sinirlenmesini... Neydi adamı başka bir kadının peşinden koşturan?
Belli ki bir şeyler ona yetmiyordu.
Esmer kadın kendince o gün her şeyin yolunda gittiğini düşünecekti. Ama hiçbir şey yolunda değildi.

SİNYALLERİ DOĞRU OKUMAK
Son dönemde kadınlarımız birer avcı gibi davranıyor. Oysa avcı olması gereken erkektir. Ve kendisine yüz vermeyen ya da zor kadının peşinden daha çok koşacaktır. Bir başka açıdan bakacak olursak, kadınların erkeğin verdiği sinyalleri doğru okuması gerek.
Eğer yakınlaşmak için erkek adım atmıyor da sürekli kadın ona yaklaşmaya çalışıyorsa, bunda bir yanlışlık vardır.
Erkek kendisine cinsel olarak yaklaşan bir kadını duruma göre reddetmeyebilir.
Ama bu onun kadını sevdiğini ya da duygu beslediğini göstermez.
Erkek açısından bakacak olursak, eğer kendisini her yönden mutlu edecek bir kadınla birlikte değilse, hayatından çıksa iyi olur. Maske takmayı bırakmalıdır. Neden mi? Çünkü kadını farklı beklentilere sokar da sonra sözlerini tutmazsa, vebal öder. Manevi olarak ona borçlanır.
Eğer hissetmediklerimizle takılmayı bırakabilseydik ve bizi tatmin etmeyen bir şeylerin kendiliğinden akıp gelişmediği ilişkilerin içinde kalmaktan vazgeçseydik, belki toplum olarak gerçek bir temizlik yaşayabilir ve sonunda duygusal derinlik kurmayı öğrenebilirdik. Çünkü yeni nesil ilişkilerin bu temizliğe çok ihtiyacı var.