Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Bugün elime ne geçerse giysem!

Efendim , malumunuz, milletimiz giderek modacı ve çöpçatan olmaya başladı.
Allah sizi inandırsın, üst katımda oturan iki teyzeden kaçar hale geldim. Bu teyzeler, yalnızlıktan dolayı ev arkadaşı olmaya karar vermiş iki sevimli yaşlı hanımken, birlikte televizyon izleye izleye birer canavara dönüştü. Öyle böyle değil, kabusum haline geldiler kıymetli okur. Ne zaman apartmanın merdivenlerinde rastlaşsak, ya: "Keşke şu tişörtünle, o keten pantolonunu kombinleseydin evladım," diye abuk subuk konuşmaya başlıyorlar, ya da: "Tosuncuğum, ne olacak senin bu halin? Bak Esra Erol'da tam sana göre Azeri bir gelin adayı var," diye baş göz etmeye çalışıyorlar.
Tamam, itiraf ediyorum; konu izdivaç olduğunda derhal Esra Hanım'ın programındaki bahis konusu gelin adaylarını internetten gizli gizli takip ediyorum da, işin moda kısmı beni fena bunaltıyor. Hayır, mevzu o değil. Zaten özgüveni hayli zayıf bir kimseyken, teyzelerin telkinleri neticesinde kavuniçi pabuç, yavruağzı pantolon ve fıstık yeşili gömlek kombinler hale geldim, arkadaşlarım bana deli muamelesi yapmaya başladı, ona yanıyorum. Bir tek teyzelerin takdirini kazanmakla olmuyor ki o işler...
Evet kıymetli okur, 'Bugün Ne Giysem?'in eski jüri üyesi Barbaros Şansal'ı çok beğenen ve takdir eden bir kimse olduğumdan, onun rengarenk kıyafetlerine özeniyorum, hatta kırmızı gözlüklerinin aynısından bulmaya bile çalıştım ama bu hevesim sosyal yaşantımı mahvetti. Sayın Barbaros'u popüler bir sima haline getiren o görünüm, benim toplum içinde rencide olmama sebebiyet veriyor. Hayır, çivi çiviyi söker diyeceğim, Cemil İpekçi tarzı takılarla, güllü şalvarları kombin edeceğim ama etrafımdakileri gerçekten değişik bir kimse olduğuma ikna edemezsem başıma ne iş gelir, işte olayın o kısmını düşünüyorum...
Sonra efendim; bu moda alemine dalmak tehlikeli bir şey. Bakınız, iddia ediyorum, futbol ve siyaset aleminden bile daha fazla kavga moda aleminde gerçekleşiyor. Bugün Ne Giysem?'deki jüri kombinasyonu sırf bu kavgalar sebebiyle değişip durdu. Sadece Barbaros Şansal değil, Nur Yerlitaş Hanım da, ki kendisini görünce gülmeye başladığımı daha evvel belirtmiştim, asabiyet yaparak programın jürisinden ayrılmıştı. Allah'tan bahis konusu ekip diplomaside falan etkili değil. Maazallah, başka bir devlet 'first lady'sinin elindeki ufacık çantadan savaş çıkarabilecek asabiyete sahipler...
Neyse ki, yaptıkları iş son derece mühim olunca, siyasete vakit ayırmaları da epey zorlaşıyor. Misal, Barbaros Şansal bir yarışmacıyı hicvederken, elindeki ufacık çantayı kastederek: "Kızım bu puro kutusu mu, içinden Fidel Castro mu çıkacak?" dediğinde, Ivana Hanım: "Lütfen marka belirtmeyelim, yasak!" diye çıkışabiliyor! Hal böyle olunca, Chavez ile Chanel'i rakip firma zannetme ihtimali de doğmuyor değil tabii.
Geliniz ve görünüz ki, Ivana Hanım engin birikimini devreye sokma kararı almış, halkımıza mutluluğun sırrını öğretmek üzere kitap yazıyormuş. Kitapta yok yok!
Eğitim, spor, yemek kültürü, yaşam tarzı, psikoloji, çocuk, aile, ilişkiler... İnsanlara kafalarının karışık olduğu konularda yardım edecekmiş Ivana Hanım. Kendimi onun yerine koyuyorum da, ben olsam muhtemelen: "Kafanızı karıştıracak şeyleri kafanıza sokmayın, olsun, bitsin," mealinde bir formül önerirdim. Yine de kitabı merakla bekliyorum tabii. Mutluluğun sırrını kim merak etmez ki? İçinden 'Bir Sen, Bir Ben, Bir de Bebek' çıkıyormuş mesela!..
Neyse efendim, şimdi çok daha önemli bir işim var, bugün ne giyeceğimi düşünüp üst kattaki teyzelere çıkmam gerekiyor.
Dürbünle etrafı gözetleyip, 14 yaşındaki öğrencisini kaçıran 35 yaşındaki öğretmeni gördüğümüz takdirde Serap Paköz'ün programına ihbarda bulunacağız. Sonra zaten Esra Erol başlıyor, İran'dan gelen bir gelin adayı varmış, ona bakacağız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA