Kıymetli okur, siz de ne yapacağınızı şaşırdınız, değil mi? Evet efendim, salçalar da sahte çıkmış! Bildiğiniz salça!..
Hadi anladık, kırmızı et altın fiyatlarıyla rekabet halinde; sucuktu, salamdı falan, kanatlı ya da kişneyen hayvanlarla takviye ediliyor ve haksız kazanç sağlanıyor olabilir ama yahu salça bu neticede, sahtesini yapmak daha pahalıya bile gelebilir!..
Bundan evvel de kırmızı toz biber ambalajına öğütülmüş kiremit tozu koyan arkadaşları anlayamamıştım bir türlü... Çok acayip bir dünya burası...
Tabii şimdi 'dünya' dedim ya, hiç merak etmeyin, dünya da bir acayip. Tamam, bizde salça bile sahte çıkıyor ama dünyanın da çivisi çıkmış. Misal, oyuncu Burcu Kara, Napoli'de orijinal yağlı boya tablo satın aldığını sanmış, tabloyu paketlemişler, paketten boş karton çıkmış... Bizde salça, İtalya'da tablo. Herkesin 'sanat'ı farklı...

BİR ÇEŞİT 'SİLİKON VADİSİ'
Geliniz bizim memleketin kurnazlarından bir parça daha uzaklaşalım ve ABD'nin üçkağıtçılık hikayelerine bir göz atalım. Efendim, ABD'deki kurnazlar da, esasen bizdeki genel dilenme yöntemi olan 'duygu sömürüsü'nü bir kısım teknolojik olayla birleştiriyor ve etraflarından yüklü paralar toplayabiliyor. Şimdi bunu yazıp eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş gibi olabilirim ama 'kanser numarasına yatmak' epey revaçtaki bir yöntemmiş ABD'de.
Misal, Arizona eyaletinin Phoenix kentinden 27 yaşındaki Jamie Lynn Toler, patronuna, arkadaşlarına, hatta annesine, büyükannesine ve büyükbabasına göğüs kanseri olduğunu söyleyip, onlardan toplam 8 bin dolar toplamış ve bu parayı göğüslerine estetik yaptırmak üzere kullanmış! Bir çeşit 'Silikon Vadisi' olayı anlayacağınız!..
Hakikaten, yakın bir arkadaşınız sizden duygu sömürüsüyle yüklü miktarda para alıp, göğüslerini belirgin bir biçimde büyütüp, karşınıza gelse ne yapardınız? Vallahi şahsen, hem madem o kadar para verdim, hem de zaten silikonlu göğüs nasıl bir şeydir çok merak ediyorum, anlayana kadar ellemeyi talep ederdim...
Neyse efendim, benim sapkın 'ben olsaydım' formatımla size sıkmayayım, konuya devam edelim... New York'tan 25 yaşındaki Jessica Vega da, hayalindeki gelinliği almak, güzel bir düğün yapmak ve balayı parasını çıkarmak için etrafına lösemi olduğunu söyleyip para toplamış. Bu arkadaşımız da, evlenip Aruba'ya balayına gittikten sonra yakayı ele vermiş ve şimdi üç ile yedi yıl arası hapis cezası istemiyle yargılanıyormuş.
Bu tür hikayelerden bir sürü var Amerika'da. Ama en acayibi, Güney Carolina'dan 40 yaşındaki Alicia Kelly'nin hikayesi. Bu arkadaşımız da 15 yaşındaki kızının ölümcül bir kanser türüne yakalandığını anlatıp vatandaştan para toplamış. Olay patlayınca, polis dehşetle Alicia arkadaşımızın büyükbabasının ölü bedenini mumyalayıp sakladığını ve iki yıl boyunca adamcağızın emekli maaşını çeKtiğini fark etmiş...
Efendim, gördüğünüz üzere dünya çok acayip bir yere gidiyor... Enternasyonal bir vaziyet bu... Hatırlarsınız, bizde de bir 'Şerafettin Nine' vakası vardı. Balıkesirli Şerafettin Abimiz, annesi öldükten sonra hanım teyzeyi evin zemininde bir yere defnetmiş, mevtanın kılığına girerek epey bir zaman emekli maaşını çekmişti...

TOPLUMUN DİNİ İMANI PARA OLMUŞ
Eh, dini imanı para haline gelen bir toplum ne yapacak? Sucukçu eşek kovalayacak, elin Amerikalısı tutacak dedesini mumyalayacak, Şerafettin Abi anasını evin döşemesine defnedecek, hayat böyle böyle daha acayip bir şey haline gelecek...
Şahsen, yakın dönemde bir 'anasını boyayıp babasına satma' vakası bekliyorum, hiç merak etmeyin yakında o da olur, ailemizin tosunu söylediydi dersiniz...