Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT DİDİN

Metin-Ali-Feyyaz

Beşiktaş'ın, Milangaz'ın, Ergin'in, Şeref'in yaptıklarına dikkat verip, bu inanılmaz başarının nasıl oluştuğunu inceleyip paylaşma zamanı. Onun için de önce saygının, sevginin en içtenini verip, o pozitif duygularla irdelemeye başlamalıyız...
Kağıt üzerinde zor gözüken işi nasıl kolaya çevirdiler? Para mutlaka bir mutluluk getiriyor da, her zaman mı?
Bu satırları eleştirmek değil, düşündürmek için yazıyorum. Bir tarafta ederleri, bonservisleri toplamları ile belki de Kara Kartal'ın değerinden fazla tutan Barac+Batista+Vujaçiç'ten birinin tribüne çıkması gereken zenginlik...
Maçta, tribünde tamam ama kampta, otelde, günlük hayatta takımın tam göbeğinde mutluluk yaşamın anahtarı... Tribünde mutlu olmak veya bu maç olmaz ise yarın ben oradayım duygularını yönetmek kolay mı? Çünkü Beşiktaş'ta dakikayı zor gören, Adem Ören, Barış Hersek; bırak sahayı bankı, "Git şu pozisyonları izle; kaydet devre arası için" desen, hiç gocunmadan yapıp, yine mutlu olacaklar.

HEPSİ BİRER YILDIZ
Mehmet Yağmur oyuna girince, biliyorlar ki en büyük mücadeleyi verecek. Onun atacağı bir köşe üçlüğünü hep beraber bekliyorlar, ayağa fırlamak için... Kısaca "takımın yıldız olması" birinci etkendi bence... Mutluluğu da yanında getiren... İkinci sıraya oyun düzenini koyabiliriz. G.Saray Medical Park, Anadolu Efes savunmaya değer verip, hücumlarının çok büyük bir bölümünü "pick and roll" üzerine kuran, kontollü sistemde oynuyorlar, çoğu üst düzey takım gibi... Beşiktaş Milangaz pick and roll'un üstüne, Hawkins'in post up'larını eklediği gibi, her hücuma hızlı gelebilmeyi alışkanlık haline getirince, Arroyo'nun yaratıcılığında farklı şutlar bulabildiler.
Üçüncüsü; Ergin oyuna her koçtan daha fazla artı değerler ekledi. Bir yandan var olan düzeni korurken... Nasıl mı? Shumpert, Savanoviç, Cevher, Charles hepsi de günümüz basketbolunun olmazsa olmazı, "tepeden keskin nişancılar..." Hangisinin zorlamadan bulduğu atışlar kaldı aklında? Hemen her gece, benzer performans ile Erceg'i kocaman bir adım öne çıkaran performansı, Beşiktaş'ın her maç işleyen düzeninin, başarı özetinin bir parçası aslında...

ARTIK GLADYATÖR
Dördüncüsü, oyuncuların değerlerinin üstüne ekledi, tüm sene boyunca...
Rookie yılında Erwin Dudley ile İtalya'da çalıştım bir yıl. Yeni kimliği ile Ersin Dağlı, o yıllardan çok daha tecrübeli doğal olarak. Ama savaşçılığı... İtalya'da lakabı "Helikopter" idi... Türkiye'de en fıziksellerden biri oldu. Ergin üstüne 'gladyatör' sıfatını ekledi bu sezon.
Rakibin oyuna değişiklik, dinamizm katamaması da, "Kartal" lehine işleyen beşinci madde idi. Finalin, finalini hatırlayacak olursak, Efes'in sayıya deli gibi ihtiyacı olduğu son dakikalarda, Tunçeri ve Vujaçiç bankta iken, Sinan sahada, kendi şutunu yaratma çabasındaydı. Sinan'ın değeri, getirecekleri hiç tartışılmaz. Ama baskıda, çabuk hücumda, anlık preslerde mi; yoksa kendine, diğerlerine şut yaratmada mı?
Teknik işlevlerin üstüne her maçta enerji ve inanç yaratan taraftarın gücünü de ekleyelim... Buradan alıp, bütünün ilk sırasına çıkararak... Beşiktaş Milangaz'a 3'te 3 yaptıran unutulmaz sezonunun dinamiklerini sıralamış oluruz.
Şampiyonluk ve 3x3 kadar, Euroleague'de oynama hakkı da müthiş bir başarı, sorumluluk ve onur.
Benim gençliğimde, Beşiktaş'ın gol olup yağdığı yıllarda, Metin, Ali, Feyyaz'lı, "1,2,3 gol yetmez" tezahüratı vardı. Bir yılda üç oldu ama, yetmez, yetmemeli aynen o tezahüratta olduğu gibi...
Euroleague için yeterli takviyeleri yaptıracak, yatırım gücü hep artan Beko Basketbol Ligi'nin hep üst sıralarında kalacak bir gelecek için, bu inanılmaz başarının üstüne, artık her kulüpte olması gereken çağın kurumsallığını da yakalamalı Beşiktaş... Bir gün dahi kaybetmeden...
Yaşanan bu mutlulukların hep civarında olabilmek için...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA