Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Kurtuluş destanına tanıklık ettik

27 Mayıs'a yetişemedim, 12 Eylül'ü hayal meyal hatırlıyorum. Postmodern darbe 28 Şubat'ı, e-Muhtıra 27 Nisan'ı, 31 Mayıs Gezi olaylarını, 17-25 Aralık FETÖ'nün darbe teşebbüsünü bizzat yaşadım. Ama 15 Temmuz'u hafızama kazıdım. Kazıdım diyorum çünkü ben hayatım boyunca bunun gibi bir Kurtuluş destanına, demokrasi nöbetine, meşru iktidarı ve milletimizi hedef alan menfur kalkışmaya karşı sağcı- solcu, başörtülümini etekli, Türk-Kürt tüm insanlar tarafından tek vücut halinde savaşına tanıklık etmedim.
Türkiye'nin aydınlık sabaha uyandığı tarihin en karanlık gecesinde gazetemizin Emlak Editörü Seda Tabak ile Maslak'ta toplantıdaydık.
Telefonuma Yazı İşleri Müdürümüz Yahya Bostan'ın mesajı düştü. Mesajda köprüdeki askeri hareketliliğin videosu vardı. Önce bir terör saldırısından şüphe ettik ama ikinci videoda darbeci askerlerin vatandaşa "Evlerinize gidin" diye bağırdığını görünce işin rengi belli oldu. Gözümüz televizyonda, aklımız gazetedeydi.
Yola çıktık ama trafik kilitti.
Vatandaş ellerinde Türk bayrakları, dillerinde Dombra ve 10. Yıl Marşı'yla sokaklarda, arabaların dörtlülerini yakarak demokrasi mücadelesine ilk adımlarını atıyorlardı. Gözlerde öfke ve gurur vardı.
Gazetenin önünde toplanan kalabalıkta da aynı gururlu bakışları gördüm.
Yukarıda ise yazı işleri kadrosu dümene geçmişti bile...
O sırada, gazeteyi ele geçirmeye gelen bir otobüs dolusu darbeci asker binaya taciz ateşinde bulundu. Kurşunlar, 4 ve 5'inci kata isabet etti. Bir an panik yaşasak da kimsenin suratında teslimiyet hali yoktu. Onlar amacına ulaşamadı, yazı işleri tarihe geçecek gazeteyi bağladı.
Yolda giderken şu anda Ankara'da olan 5.5 yaşındaki kızımı düşünmeye başladım. Büyüdüğünde ona 21'inci yüzyılda yaşadığımız bu utanç gününü, % 80 katılımlı seçimle sandıktan çıkan iktidarın hiyerarşi dışı yolla nasıl devrilmeye çalışıldığını, gözü dönmüş darbeci teröristlerin masum insanlara neden ateş ettiğini anlatamayacağımı fark ettim.
Sabah telefonda "Anne balkona Türk bayrağı astım, sen de as" sözlerini duyduğum an anladım ki; bu millet, bu ülkeyi darbecilere bırakmaz, bırakmayacak...
Millet olarak tek duamız önceki akşam minarelerden yankılanan şu dua olsun:
Vatan düşmanlarını kahru perişan eyle yarabbim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA