Dün uzun bir aradan sonra TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı dinleme fırsatı buldum.
Geçmişteki toplantıları da izlemiş biri olarak şunu söylemem sanırım yanlış olmaz. TÜSİAD'da Erol Bilecik'in başkanlığından sonra Külliye ile açılan hat Patronlar Kulübü'yle yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor. Zira, Bilecik ve yönetiminin Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi sırasında yapılan davetin dün karşılık bulması bunun bir göstergesi.
Öyle diyorsun da "TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ve YİK Başkanı Tuncay Özilhan'ın AB ve OHAL ile ilgili vurgusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirdi" diyenleriniz çıkabilir.
Elbette, TÜSİAD belli bir çizgide muhalefetini sürdürüyor bundan sonra da sürdürecek. Ancak bir farkla...
Geçmişte derneğin en çok eleştirildiği nokta kendisini siyasi parti yerine koymasıydı. Dün gördük ki, bundan sonra TÜSİAD kendi çizgisinde söyleyeceklerini daha ılımlı bir muhalefetle dile getirecek. Bilecik ve Özilhan'ın ses tonları ve üslubundan bu anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB-OHAL ile ilgili eleştirilerinde de aslında işadamlarının haklı ve yapıcı bulduğu bir diyalog dikkati çekiyor.
Bana sorarsanız, Cumhurbaşkanı da TÜSİAD da daha fonksiyonel bir ortamda bundan sonra sık sık bir araya gelmek konusunda ilk adımı attılar.
Toplantının bitiminde işadamlarının yüzleri gülüyordu. Güzel bir diyalogun yakalandığı düşüncesindeler.
Önümüzde 2019'a kadar 18 aylık bir reform süreci var. TÜSİAD'ın ılımlı muhalefetini sürdürse de tansiyonu yükseltmeden devam etmesi yeni dönemde işbirliği olanağını mümkün kılacaktır.
Umarım da öyle olur.
