Yanlış hatırlamıyorsam mayıs ayıydı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra yol haritasını çizdi. Birincisi, bakanlıklarda kan değişimi yapılacaktı, bu gerçekleşti. İkincisi, AK Parti vitrini dizayn edilecekti, bu yapıldı. Üçüncüsü, yerel yönetimler ve teşkilattaki değişimlerdi, bu öyle kolay bir mesele olmadığı için üzerinde titizlikle çalışılıyor. Dördüncüsü ekonomi yönetimindeki düzenlemelerdi, bu start aldı. Beşincisi de bakanlıkların 2017 sonuna kadar gerçekleştireceği hedefleri anlatan 180 günlük eylem planlarıydı, işte bu mesele bir yerlerde takıldı.
Bakanlıklar'ın planlarını hazırlayıp Başbakanlık'a sunduğunu biliyorum.
O halde neden planlar kamuoyuna açıklanmıyor ve işe başlanılmıyor?
Aklıma iki sebep geliyor: Ya yeni gelen bakanlar hazırlanan planları inceleyip revize etmek istedi ya da dokümanları birleştirip, metin haline getirecek Başbakanlık'ta bir yerlerde bekletiliyor.
Ancak sebep ne olursa olsun takvim işliyor. Özellikle ekonomide büyük beklenti yaratan planlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği sürenin bitmesine 3.5 ay kaldı.
Bunları yazarken aklıma AK Parti'nin ilk iktidara geldiği dönemler geldi. Hükümet o dönemde de acil eylem planları açıklardı. Bu planlar hızla hazırlanır ve hayata geçirilirdi. Sonrasında da acil eylem planlarının uygulanıp uygulanmadığı Başbakanlık nezninde sıkı bir şekilde takip edilirdi. Bana göre, AK Parti'nin 16 yılda hiç seçim kaybetmemesinin sihirli formülü de bu reformist ve icraatçi yapısıydı.
Bugün de o reformist bakış açısının kaybedilmeden sürdürülmesi 2019'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için büyük önem taşıyor. Umarım, AK Parti kadroları bu kritik sürecin farkındadır.
Türkiye, bürokratik kavgalarla, aynı ekolden gelenlerin çıkar çatışmalarıyla, koalisyon dönemlerindeki gibi kısır tartışmalarla vakit kaybedemez. Kaybederse tökezler, bunca yıllık kazanımlar da tehlikeye girer.