Bundan iyisi can sağlığı derler ya, aynen öyle... Bütün maçı 12'ye 10 oynayacaksınız, üstelik çok ateşli bir taraftar topluluğunun önünde... Ve rakibiniz Athletic Bilbao'nun bu lige konsantrasyonu çok çok fazla... Önceki gün Barcelona- Real Madrid maçında tribünlerde 100 bin kişi, dün Atletic Bilbao maçına bakıyoruiz yine stat neredeyse tamamen dolu.
12'ye 10 dedik... Ben çok hakem yazmayı sevmem. Hele hele Avrupa maçlarında 'Hakem bizi yaktı' edebiyatı yapmaktan hiç hoşlanmam. Ama dün sadece Burak'ın gördüğü kırmızı kartta değildi sorun. Bir hakem, ev sahibi takıma ancak bu kadar yardımcı olabilir. Yalnız hakem tek bir şeyi hesaplayamadı. Verdiği kararlar, Trabzonspor takımının çözülmesine neden olmadı, aksine saha içindeki yardımlaşmayı maksimuma çıkardı. Gustavo Colman, geçen yılın sonlarından bu yana hiç bu kadar mücadele etmemişti. Maçın bitimine kadar, hücum oyuncuları dahi, iyiniyetle en azından savunmaya yardımcı olmaya çalıştılar. En azından Bilbao'nun beklerinin ileri rahat çıkmamasını sağladılar. Hatta ve hatta iki tane net pozisyon buldu Trabzonspor.

BİLBAO SAVUNMASI SORUNLU
Llorente; tabii ki milli takım oyuncusu ama tarz olarak Giray ve Glowacki'ye uygun bir oyuncu. Oyunun ikinci yarısının ortalarında Athletic Bilbao kenarlara inince, oradan gelen toplarla etkkili olabildi ancak Llorente. Cepheden gelen toplarda ise, Giray-Glowacki ikilisi çok üstünlük sağladı bu oyuncuya. Kenar toplarında ise, kaleyi geçen yıl Onur'dan devralan ve her gün üzerine koyarak devam eden Tolga çıktı sahneye.
Takımdaki üst düzey yardımlaşma, tur adına avantajlı skoru getirdi Trabzonspor'a... İyi dinlenip iyi konsantre olup bu ligde gruplara kalmak lazım. Çünkü Athletic Bilbao'nun, tehlikeli özellikleri olmasına rağmen, takım savunmasında ciddi problemi olduğu gerçeği de var. Çabuk Trabzonspor forvetlerinin, ağır Athtelic Bilbao savunmasının arkasında pozisyon bulacağını düşünüyorum İstanbul'da...