Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Gel tezkere, gel

Siyaset bir enteresan sektör... "Dışardan" bakınca her şey farklı görünüyor, "içerden" bakınca daha farklı... Şu "tezkere işinden" örnek verelim.
"Dışardan" bakınca sanki AK Parti "karpuz gibi bölünüyor."
Ama "içeri" girince, "böyle bir şeyin söz konusu olmadığı" görülüyor.
Dışarda "tezkereye meydan okuyan", içeri girince "gel tezkere gel" demeye başlıyor.

***
Seçime şunun şurasında "14 ay" kaldı ya...
"Lidere rağmen siyaset yapmak" zor.
Zira "listeyi" lider yapacak.
Ve "lider nasıl isterse" parmak öyle kalkacak.

***
Dün Meclis'e gittik.
"Dış kapının önü" polis kaynıyordu.
"Tezkereye hayır"cı halk gelmesin diye.
Meclis bahçesinde TV'lerin canlı yayın araçlarından geçilmiyordu.
Meclis'in içine girince ise...
Dışardaki heyecanın yerinde yeller esiyordu.

***
Meclis'te konuştuğumuz muhalefet milletvekilleri, Başbakan'ın "askerlik yan yatma değil" sözüne tepkili.
AK Parti milletvekilleri içinde de "bu söz iyi olmadı" diyen çok.
Ama Başbakan'a "efendim keşke söylemeseydiniz" diyebilecek bir "babayiğit" hiç yok.
"Malum" sebepten... Seçim yakın ya.

***
Meclis'te dün "tezkere oylandı."
Oylama "açıktı."
Herkes "kimin, ne yönde oy verdiğini" isim isim biliyor.
"Seçim bölgeleriyle" biliyor.
İşte bu noktada "çok önemli bir şeye" dikkat çekeceğiz.
1 Mart 2003 tezkeresinin oylaması neden "gizli" yapıldı?

***
Denilebilir ki:
-1 Mart 2003'teki görüşmeler gizliydi.
Doğru, gizliydi.
Ama yüce Meclis isteseydi "oylama açık yapılabilirdi."
Alt tarafı "bir önergeye" bakardı.

***
1 Mart 2003'te, "yurtdışına asker göndermeye" kimler karşı çıktı?
"İsimlerini" rica etsek.
Ve "seçim bölgelerini?"
Bu sorumuza kimse yanıt vermeyecek?
"Gizlilik" denilecek.

***
1 Mart tezkeresine "hayır" diyen, sadece "hayır" demekle kalmayıp, tezkerenin reddi için "aslanlar gibi mücadele eden" öyle isimler var ki, dün "evet" demek için birbirleriyle yarışıyorlardı.
Bunun bir "izahı" olmalı.
"Olayın" yaklaşan seçimin dışında ve üstüne "nedenleri" var.
Ama "boğaz dokuz boğum."
Ve "gizliliğin gözü kör olsun."

***
Daha önce "Lübnan'a asker gönderilmesine karşı olduğu söylenen" Mehmet Dülger, AK Parti TBMM Grup kürsüsünde bir "Ayet-i Şerif" okudu:
-Bir yerde, bir yanlış varsa elinle düzelt... Elinle düzeltemezsen, dilinle düzelt... Yine düzeltemezsen buğuz et. (Gönül koy anlamında) Lübnan'da bir yanlış var... Gidip, elimizle düzeltelim.

***
Grupta "oğlum gidecek olsa, güle güle uğurlarım" diyen bile oldu ama...
Bizce "ayakları en yere basan" Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın bir çift sözüydü:
-Göndereceğiz elbette... Ama neden göndereceğimiz halka anlatılamadı ki.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA