Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Tarihimize bakışı engelleyen şey: Bağnazlık

Kimi konularda bizimki kadar bağnaz bir toplum görülmemiştir. Özellikle de tarihe bakma konusunda... Bunun acaba tarihimiz çerçevesinde toplumsal- psikolojik bir irdelemesi yapılabilir mi? Ve de altı yüzyıl dünyaya hükmetmiş bir imparatorluk iken, sonrasında nisbeten küçük bir ülke konumun gelmiş olmamızın etkisinden söz edilebilir mi, bilmiyorum.
Ama bunun artık ulusal bir özelliğimiz olduğundan şüphe etmiyorum. Tarihimize ne biz eğilebildik, ne de yabancıların dokunmasına izin verdik. Yıllar önce Murray Abraham adlı (ve Amadeus filmiyle Oscarlı) oyuncu Topkapı Sarayı'nda Fransız romanı Saraydaki Gece'yi çekerken (ki sonradan The Favorite - Gözde adıyla pazarlandı), ekibe yaptığımız hakaretleri hatırlıyorum. Elia Kazan yakın tarihe dair America America'yı, Tony Curtis - Charles Bronson ikilisi İstiklal savaşı sırasında geçen Paralı Askerler'i, Jules Dassin ünlü Topkapı filmini çekerken de hep aynı şeyler yaşandı, ağır suçlamalar yapıldı.
Sanki tarih bir vitrinde, bir müzede, bir Emin Onat tarih dersi kitabında dondurulmuş, hep öyle kalması gereken bir görkemli hatıraydı. Yeniden özgürce yaklaşılabilecek, serbestçe araştırılacak, üzerinde çağdaş yorumlar yapılabilecek bir alan değil. Karaoğlan, Malkoçoğlu, Battal Gazi veya Kara Murat gibi kahramanlık fantezileri çekilebilirdi. Ama iş, diyelim ki İstanbul Kanatlarımın Altında'da 4. Murat'ın gerçek kişiliğine eğilmeye gelince, hemen protestolar, yasaklama girişimleri başlamalıydı. Ecdadımızı her türlü iftiradan korumak, geçmişimizi sadece yücelterek anmak milli vazifemiz değil miydi?
Bunca zaman sonra hâlâ aynı biçimde düşünüp davrandığımızı görmekse içimi acıtıyor. Show TV'nin Muhteşem Yüzyıl dizisinin sadece bir bölümü oynadığı halde, gösterilen tepkilere bakınız... Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, son dönemde sergilediği hoşgörülü, olgun kişiliğe ters düşerek diziyi en ağır biçimde eleştiriyor. Ayrıca "..Kanalın bunu kendiliğinden kaldırması düşünülebilir. Olmazsa, şikâyetleri dikkate alacak ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağız" diyerek tam bir tehdit havasına giriyor. Üstelik sadece gösterilen fragmana dayanarak: Ki onda da harem sahneleri ve kadınlar varmış. Demek ki Kanuni'nin cinsel hayatını, harem ilişkilerini ve saray entrikalarını göstermeyeceksiniz!... Millet de "Osmanlı'nın nasıl ürediğini sanıyorlar?" diye gırgıra başlamış. Haksızlar mı?
Senaryosunu Asmalıkonak'la yıllarca seyircimizi ekran başına bağlamış usta kalem Meral Okay'ın yazdığı, genç sinemacı Durul Taylan'ın (Okul, Küçük Kıyamet, Vavien) yönettiği, arkasında bir dizi için şimdiye dek görülmüş en büyük yatırımı yapan popüler bir kanalın bulunduğu bir diziye bu yapılırsa, küçük ve bağımsız projelere neler yapılmaz!... Sinemada sansürü yeniden hortlatma tehlikesi taşıyan tüm bu girişimlere karşı çıkmamız gerekiyor.
İlber Ortaylı'yı kutluyorum.
Evet, İlber hocayı kutluyorum. Hem bu dizi konusundaki yasaklara karşı cesur tavrı nedeniyle... Hem de, Topkapı Sarayındaki Milli Savunma Bakanlığı depolarını geri alma konusundaki inatçı çabasında (Maliye Bakanımızın da katkısıyla) sonunda amacına ulaştığı için... O depolar yakında müzenin en değerli parçalarını sergilerken, işin onuru özellikle hocanın olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA