Portekiz Futbol Federasyonu'nun "Quaresma ya pazartesi burada olur ya da sonuçlarına katlanırsınız!" tavrı hiç hoş değil. Üstelik Beşiktaş'ın başında kendinden biri var; Carlos Carvalhal... Dahası dünyanın hiçbir ülkesinde bir takımda bu kadar üst düzey Portekizliyi bir arada göremezsiniz. Hocasıyla, futbolcusuyla, ününe ün katması beklenen hayalet Alves'iyle, hatta anlı şanlı menajer Jorge Mendes'iyle Beşiktaş büyük ekmek kapısı... Gelin görün ki ortada bir terslik, bir gariplik var. Cumartesi oynanacak maç için Pazartesi'den Salı'ya sadece 24 saatlik rötarı hoş göremeyen bir zihniyeti anlayışla karşılamamı hiç kimse beklemesin. Kendi oyuncularına tolerans gösteren Türk Milli Takımı, Slovak, Avusturya ya da İspanya Milli Takımları aptal, bu işi bilmiyor. Sadece bu Portekizliler akıllı(!) öyle mi?
Portekizliler bizim "İnsan ekmek yediği yere ihanet etmez" sözünden belli ki bihaber. TFF'yi "Pazartesi'ye bu maçı koydu" diye eleştirilebilir, ya da BJK'da bunun farkına varıp önceden uyaracak biri yok mu?" diyebiliriz. Ancak burada asıl sorun hak ettiğinden fazla iltifata tabii olma durumu... Beşiktaş olarak senin Quaresma'ya, Portekizlilere verdiğin değere bak onların sana layık gördüğüne. Fotoğrafın burası acıtıyor!

OYUNUN LİDERİ YOK
Beşiktaş'ın bu maçı kazanamamasında Quaresma'nın olmayışının direk etkisi var. Gerekçe şu: Beşiktaş sahaya Holosko, Mustafa Pektemek gibi hızlı, rakibin arkasına sarkabilecek oyuncuları sahaya sürdü. Bu tarz oyuncularınızla sahaya çıkıyorsanız ve sistemi bunun üzerine kuruyorsanız şuna ihtiyacınız var. Oyunu yönlendirecek, ara veya uzun paslarıyla bu oyuncuları oynayacak bir ayağa ihtiyaç var. Ama oyuncu dün Beşiktaş'ta yoktu. Aurelio 5 metrede, Simao çiftetelli, Fernandes her telden oynadı.
Beşiktaş 90 dakikada 1 korner kullanacak kadar kötüydü. 3 tane net golü önleyen Rüştü ise tartışmasız sahanın en iyisiydi.
Kurtarışlarıyla birçok zincirleme yanlışın önüne geçti.