Geçmişte yaşanan acılarla yüzleşemeyen hiçbir ülke ve hiç bir siyasi hareket başarılı olamıyor. Bunu başaranların ise kalıcı olduklarını gösteren dünyada örnekler çok.

Türkiye de AK Partili yıllarla birlikte adım adım geçmişi ile yüzleşip bu acıların bir daha yaşanmaması için demokratikleşme yolunda büyük bir mesafe kat etti.
Toplumun yaşanan değişimi desteklediğini, AK Parti'nin her seçimden oylarını artırarak çıkmasıyla anlıyoruz.

Dolayısıyla Türkiye'nin yaşadığı bu paradigma değişimi hem toplum tarafından olumlu karşılanıyor hem de bu değişim gerçekleşirken yoğun ve sarsıcı gündemlerimiz oluyor.

Seçimlerin yaklaşması, Çözüm Süreci'nde gelinen nokta, Hakan Fidan'ın tekrar MİT'in başına dönmesi, HDP'nin seçim barajını aşıp aşamayacağı tartışması, İç Güvenlik Paketi gibi gündem başlıklarının, sarsıcı gündemlere dönüşmesini böyle okumak mümkün.

Bu yoğun gündem arasında dün Sabah Gazetesi'nde çok güzel bir haberle karşılaştım.

Haberde; Cemevlerine Alevi Dedesi yetiştirmek için MEB tarafından Halkalı'da 2015-2016 eğitim yılında açılacak lisenin adının Hacı Bektaş Veli olacağı ve temel atma törenine Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın katılacağı vurgulanıyordu.

Okul, MEB'in tahsis ettiği 600 dönüm arazi üzerinde kurulacak. Müfredatta da, haftada 17 saat Alevi-Bektaşi inancının temelleri, ibadetlerinin esasları ve uygulanması gibi konular yer alacak.


AK Parti iktidara geldiği ilk günden buyana e-muhtıradan tutun, parti kapatma davasına, Gezi kalkışmasına, 17-25 Aralık darbe girişimlerine kadar birçok anti demokratik uygulamalarla karşılaştı. Ve bunların hepsine karşı hukuk çerçevesinde ciddi bir mücadele verdi.

Bu mücadeleler sırasında bile Alevi Çalıştayları yapıldı ama maalesef çok yol alınamadı. Hem Alevilerin kendi içinde anlaşamadığı bir takım konular hem de Hükümetin sürekli konuya odaklanmasını zorlaştıran antidemokratik uygulamalara karşı mücadele içinde olması bu önemli konunun bir süre bekletilmesine neden oldu.

Özellikle Türkiye'nin son 30 yılına ve 50 bin canına mal olan terör sorunu gibi bir mesele çok dava ivedilikle çözülmesi gereken bir meseleydi. Türkiye'nin en büyük projesi olan Çözüm Süreci'ne yoğunlaşılması da Alevi açılımının ikinci planda kalmasına sebep oldu.


Geçmişle yüzleşme sürecinde toplum, Yeni Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğiyle tanıdı.
Erdoğan daha Başbakanlığının ilk yıllarından başlayarak Kürt sorunuyla, azınlık vakıflarının gasp edilen haklarıyla, Ermeni meselesiyle, Dersim katliamı ile vs. yüzleşilmesi yönünde toplumsal ve siyasi çağrılar yaptı.

Dersim katliamıyla ilgili özür diledi, Ermeni meselesinde daha önce hiçbir devlet adamının yapamadığı bir cesaretle helalleşme, taziye ve acıyı paylaşma çağrısı yaptı.


Erdoğan'ın bu tarihi çağrıları, önceki siyasiler tarafından riskli bulunup dile getirilmeyen konulardı. Fakat millet, bu çağrıyı karşılık verdi ve neredeyse ülkedeki tüm toplumsal kesimler ve kimlik grupları bunu olumlu buldu. Çünkü her çağrı, kendi sorunlarının ve yaşadıkları acıların da gündeme geleceğinin işaretiydi.

Velhasıl, Eski Türkiye, Dersim'de katliam yaparken Yeni Türkiye, Alevi Dedesi yetiştirecek Hacı Bektaş-ı Veli okulları açıyor. Yeni Türkiye'nin güzel gelişmeleri bunlar.