Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Semra Hanım'sız gün geçmiyor

Semra Hanım, milli maçlardan daha çok reyting alıyor. Her köşede onun parmak izi var

Böyle bir olay dünyanın başka bir yerinde görülmüş, duyulmuş mudur? Bir kadın çıkıyor, ekranda oğluna kız beğenmek (ya da beğenmemek) için aklına ne gelirse söylüyor, oğlu ve gelin adayı 24 saat boyunca nöbetleşe ağlıyor ve Türkiye, "Semramania" nın kollarında zevkten inliyor!..

FLAŞ... FLAŞ... NİŞANLANDILAR
Bayılan da, nefret eden de programı izliyor. Eleştirenlere soruyorum, "Neden izliyorsunuz?" diye... "Ay izlememek mümkün mü? Bağırış çağırışı merak edip bir kere takıldınız mı, esir düşüyorsunuz" diyorlar. Yani kem-küm ediyorlar... Bir ülkedeki televizyon izleyicilerinin yüzde 60'ı eğer Semra Hanım, Ata ve Sinem'in, "kendilerinden başka hiç kimseyi ilgilendirmemesi gereken" konuşmalarına kilitleniyorsa, burada "arızalı bir durum" var demektir. Buna sosyolojik bir yanıt bulmak kolay değil. Çünkü ortada bir yumurta-tavuk kısır döngüsü var. Medya mı Semra Hanım'ı kamuoyuna pompaladı, yoksa kamuoyu mu Semra Hanım'ı kahramanlaştırıp, medyayı ona ilgi duymaya mahkum etti? Şu tabloya bir bakın: Haber bülteninde bir altyazı, "Flaş... Flaş... Ata ve Sinem nişanlandı..." Yahu Prens Charles ile Diana'nın nişanı bile BBC'de böyle duyurulmadı... En ciddi haber bültenlerinde, en ağır televizyon programlarında bile baş köşede Semra Hanım duruyor. Eğer "Gelinim Olur musun?" yarışması olmasaymış, televizyondaki magazin programları ile gazetelerin magazin sayfaları nasıl hazırlanacakmış, doğrusu merak ediyorum. Şimdilerde "araştırmacı gazeteciliğin" (!) odaklandığı merkez, Sinem'in daha önceki yaşamı... Zavallı yerden yere vuruluyor. Neymiş efendim, klipte oynamış... Bir otelin saunasının tanıtım kataloğunda peştamal ile poz vermiş. Dansöz kostümlü fotoğrafları varmış. Ee? Ne olmuş? Kötü yola mı düşmüş? Fuhuş mu yapmış? Yo, hayır. Peki o zaman nedir bu bardaktaki fırtına? Yahu bu kızın da bir ailesi, bir geleceği olduğunu düşünen yok mu?

RÜZGARDAN YARARLANMAK
Kimse "Biz bu toplumsal vakayı incelemek için programımıza dahil ettik" filan demeye kalkmasın. Bunlar, sansasyon yaratan bir televizyon programının reyting rüzgarından yararlanmak için yapılıyor. Bu artık açıkça belli. Semra Hanım'ın bir de "yan sanayii" oluştu. Adı sanı duyulmamış klip yönetmenlerinin magazin programlarına çıkıp, fetva verir gibi "Bu Sinem'den kimseye koca olmaz" demeleri, "piyasa yapmak için" değil midir? Görmüyor musunuz? Hissetmiyor musunuz? Uyansanıza artık... Başbakan Erdoğan, 17 Aralık öncesinde Avrupa Birliği hakkında Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren çok önemli açıklamalarda bulunuyor. İzleyici sayısı 615 bin kişi... Peki, Semra Hanım'ın oğlu Ata'ya, "Sinem'- le evlenmen için cesedimi çiğnemen lazım. Şöyle bir çaktım mı, 32 dişini birden dökerim" dediği programı kaç kişi izlemiş? 6,5 milyon kişi... Yani 10 katından fazla... Bir ülke düşünün ki, Semra Hanım, Sinem ve Ata'nın geleceğini, "kendi geleceğinden" 10 misli fazla düşünüyor. Biz de suya yazı yazar gibi her gün bu sütunlarda "Aman şundan kendinizi ve çocuğunuzu sakının, bunu izleyin, falanca kötü hazırlanmış, filancayı kaçırmayın" diyoruz. Ne diyeyim? Allah müstahakkımızı versin!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA