Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Her köprü betondan yapılmıyor ki

Ne güzel yazmıştı dün, Sabah yazarı Yılmaz Özdil, Sakarya Valisi Nuri Okutan'ın icraatlarını anlatırken. Soyadını hak etmek istercesine ömrünü öğrenci okutmaya adamıştı Vali Okutan. Hatta kendisine ödül olarak verilen 100 bin YTL'yi afiyetle yiyeceği yerde, okul yaptırmaya karar vermişti. Vali demek, devlet demek. Özellikle Doğu'da devletin, vatandaşa dokunan parmakları demek...
Bu bilinçle hareket eden pek çok valimizin olduğunu biliyorum. Bir tanesinin öyküsü de Star TV'nin Köprü dizisinde resmediliyor. Merhum Recep Yazıcıoğlu'nun, Erzincan Valisi olduğu dönemde, terörün pençesine düşen vatandaşlara devlet elinin uzanabilmesi için bir köprü yaptırmak adına verdiği mücadeleyi izliyorum haftalardır. Diziye dayanak teşkil eden Ayşe Kulin'in romanını okuduğumda da çok etkilenmiştim. Ama televizyonun görsel gücünün çok daha etkin olduğunu fark ettim. Yazıcıoğlu, "Gidemediğimiz köy bizim değildir" diyordu her fırsatta. "Orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür. Gitmesek de, görmesek de" sözleriyle maruf o ünlü okul şarkısına inat...
O bölge insanı ki, kendisine uzanan devletin elini öpüp, başına koyar her zaman. Babam, Sıvas'ta ağır ceza hakimliği yaptığı dönemdeki bir keşif gezisini anlatmıştı. Cipin geçemeyeceği bir kayalık dereye gelmişler. Herkes ayakkabılarını, çoraplarını çıkartıp, paçalarını sıvamaya başlamış. Tabii babam da...
70 yaşlarında bir dede gelip, babamın ellerine yapışmış. "Dur hele hakim begim. Sen buraya kadar bana hizmet vermeye gelmişsin.
Ben senin ayagını suya degdirir miyim heç?
Çık hele sırtıma" demiş...
Tabii, babam öpmek için hürmetle ellerine sarılmış ihtiyarcığın. Dedeyi sırtlayıp, karşıya geçirmişler hep birlikte...
Demem o ki; o yörelerde köprüler çelikten, betondan değil, sevgiden kurulur çokça...
Köprü'yü izlerken düşündüm de; halkına yakın duran, onun sorunlarına çözüm üretmeye çalışan, özellikle Güneydoğu'da terörün sonlanması adına savaş veren, fikir üreten, uzlaşma arayanlar nedense kısa ömürlü oluyordu. Turgut Özal, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis, Gaffar Okkan ve Recep Yazıcıoğlu ilk aklıma gelenler...
Korkuyorum...
Allah, Vali Nuri Okutan ve onun gibilere uzun ömürler verir inşallah...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA