Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ah o gemide ben de...

Çocuktum...
Marmara Adası'ndaydım. Calypso Kralı Metin Ersoy söylerdi bu şarkıyı, ben gelip geçen gemileri seyre dalardım; "Ah o gemide ben de olsaydım, açık denizlere yol alsaydım. Vız gelirdi her şey inan bana, yeter ki sen bana varsaydın..."
Belki de içimdeki deniz tutkusunu ateşleyen o şarkıydı. Ne zaman dalgalar üzerinde süzülen bir gemi görsem, aklıma bu şarkı gelirdi. Daha sonra Hurşit Yenigün ve arkadaşları, ardından da Yaşar söyledi bu güzel şarkıyı. Ama önceki gece, haber bültenlerinde kayalara çarpıp yan yatan Costa Concordia'nın görüntülerini izleyince, şarkıyı telaşla kovaladım belleğimden.

YABANCISI DEĞİLİM
Aslında bir belgesel ve deniz tutkunu olarak gemiye hiç de yabancı değildim. Çünkü şirketin kardeş gemisi Costa Serena, benim National Geographic'te keyifle izlediğim Gemi Serüvenleri belgeselinin baş aktörüydü. Costa Serena yolcu gemisinin bin kişilik mürettebatının gemideki 3 bin 800 yolcuyu memnun etmek için giriştiği inanılmaz mücadele harika görüntülerle ekranlara taşınıyordu. Geçen hafta ise geminin İstanbul'dan aldığı yolcularla birlikte Adriyatik'te yaptığı bir kurtarma tatbikatı ekrana yansımıştı.

GALA GECESİ Mİ?
Geminin gala gecesi ise tek kelime ile muhteşemdi. Kaptan ve köprü ekibinin katılmasının 'zorunlu' olduğu bu gece için ekip, günler öncesinden prova yapmaya başlıyordu.
Kazayı duyar duymaz aklıma bu gala gecesi geldi. Acaba mürettebat kendini yolcuları memnun etme işine fazla mı kaptırmıştı? Yoksa en ileri navigasyon sistemlerinden radar ve sonara kadar her türlü teknik araç gereçle donatılmış bir geminin, kayaların üzerinde işi ne? Bir de kaptanın kaza sonrası açıklaması var ki, evlere şenlik. Kaptan, "Harita kayalıklar için herhangi bir sinyal vermedi. O kayaların orada olmaması lazımdı" demiş. Bu sözler bana denizciler arasında yaygın olan bir hikayeyi anımsattı:
Dönemin en büyük yolcu gemilerinden birinin kaptanı, uzaktaki ışığı fark edip telsizine davranmış: "Denizlerin hakimi geliyor, lütfen yolumuzdan çekilin..." Işığın olduğu taraftan gelen cevap, buz gibi soğukmuş: "Çekilemeyiz, siz rotanızı değiştirin lütfen..." Dev geminin cüssesine eşit bir egosu olan kaptanın sesi yine telsizde çınlamış: "Çekilin diyorum. Bu geminin kaç groston olduğunu biliyor musunuz?"
Karşı taraf hiç istifini bozmamış: "Çekilemeyiz, siz dümen kırın..."
Yaklaşık, yarım saat süren "Çekilirsin, çekilmezsin" tartışmasına son noktayı, karşı taraf koymuş:
"Ey kendini denizler hakimi sanan geminin gafil kaptanı, son hızla kıyı fenerine doğru geliyorsun!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA