Önce Bahadır Yiğit adlı okurumun aşırı hassasiyet yüklü mektubu... Yanıtım, ardından gelecek... "Merhaba Yüksel Bey. Öncelikle okur mektuplarını yayınladığınız için size teşekkür etmek istiyorum.
Seksenler dizisini beğenerek izliyorum.
Fakat dizide sürekli kullanılan ve artık kabak tadı vermeye başlayan bir kelimeden duyduğum rahatsızlığı iletmek istiyorum:
Basri adındaki biraz bilge, biraz çatlak karakterin diğer karakterler tarafından deli veya saçma sözler söyleyen biri olduğunu niteleyen '46'lık' kelimesinden artık bıktık.
Burada 46 rakamının Kahramanaraş'ın plakası olmasından dolayı Kahramanmaraşlılara sürekli hakaret ediliyor veya seyirci tarafından bu şekilde algılanıyor.
Ben de bir Kahramanmaraşlı olarak diğer hemşerilerim gibi bundan son derece rahatsızım.
Eğer bir art niyet varsa senaryoyu yazan Birol Güven'i şiddetle kınıyorum.
Bilmiyorum bu postayı yayınlayacak mısınız ama bunu bir kişiden değil bir şehirden gelen binlerce kişinin gönderdiği mesaj olarak algılayabilirsiniz.
Bu mesajın da sayfanızın başında dediğiniz gibi 'Gerçek televizyon izleyicilerini aracısız olarak sektörün aktörleriyle buluşturmak, talep ve izleme alışkanlıklarından haberdar etmek' ilkenize hizmet edeceğine inanıyorum. Bu durumun düzeltilmesini toptan bir şehir halkı olarak talep etmek, dizi sektörünün velinimeti olan biz seyircilerin hakkı diye düşünüyorum."
Efendim, öncelikle belirtmeliyim ki, '46'lık olmak' bir halk deyimi olarak dilimize yerleşmiş olup Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesinde yer alan akıl sağlığı yerinde olmayanların cezai ehliyetlerinin bulunmadığını belirten nitelemedir. Bu nedenle akli dengesizliği nedeniyle cezai ehliyeti bulunmayanlara halk arasında '46'lık' denir. Yani Kahramanmaraş'ın plaka numarası ile ilgisi bulunmamaktadır.
Okurumuzun hassasiyetini anlayışla karşılamakla birlikte, adının önünde 'Kahraman' sıfatı bulunan bir şehrimize başka bir niteleme yakıştırmaya kalkışacakların gerçekten 46'lık olacağına inanıyorum.