POPSTAR'ı iki hafta daha izleyeyim, konservatuvarın öğretim kadrosuna girerim vallahi... Bu hafta programın başındaki o sonu gelmez 20 dakikalık 'nazariyat' tartışması neydi öyle?
Orhan Gencebay ile Bülent Ersoy bilgi ile karışık ego savaşına girince, ortaya çekilmez bir sohbet çıktı. Serdar sohbeti noktalamak için parçalandı, Burcu patladı, Demet of'ladı ve eminim ekran gerisindeki Osmantan Erkır tam orta yerinden çatladı.
Efendim, alaturkada kadın solist yerinden mi okurmuş, dört ses aşağıdan mı?
Yahu bu, eğlencelik bir yarışma programında 20 dakika tartışılacak mevzu mu? Ya kullanılan teknik dile ne demeli?
Millet sandı ki Orhan Baba ile Diva oturmuş, Fransızca tartışıyor. "Transpoze, ton, beş ses aşağı, üç ses yukarı, si natürel, yarım ses koma..."
Bizlerse ekran karşısında cümbür cemaat koma...

YENİ İBO GELİR Mİ?
Orhan Gencebay ve Bülent Ersoy'un müzik bilgisi karşısında her zaman şapka çıkarmışımdır ama artık birer sanatçıdan ziyade 'televizyon programcısı' haline geldiklerini fark etmeliler.
Başlıca görevleri, bu programın seyredilebilir olmasını sağlamak... Bunun için Osmantan'ın sürekli uyarılarına ihtiyaç duymamaları gerekiyor artık...
Bu hafta yine Recep'i hayran hayran izledim. Son derece mütevazı, saf, katıksız bir Anadolu çocuğu... Bu haliyle bana İbrahim Tatlıses'in ilk yıllarını hatırlattı. İbo'nun sahnelere dönüp bizleri sesiyle mest edeceği günleri hepimiz hasretle bekliyoruz ama sevgili İbo dönene kadar; şu 'veliahtının' elinden tutsa, tecrübelerini ona aktarsa, bize gencecik bir İbo miras bıraksa olmaz mı?
Bu arada Popstar, sunucusu Burcu Esmersoy'un az bilinen bir yeteneğini de ortaya çıkardı.
Burcu oryantal gösterisiyle nefesleri kesti. Yok mu şu kızcağızın Raffaella Carra yeteneklerini ekrana servis edecek aklı başında bir televizyon yapımcısı?