Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Selçuk Yula

Kariyer merdivenlerini çıkarken, elimi attığım, tutunduğum ilk trabzandı.
1982 yılında Sarı- Lacivert dergisinin muhabiri olarak meslek yaşamına adım attığım ilk gün, ilk röportaj yaptığım kişiydi.
Nasıl da elim, ayağım birbirine dolaşmıştı. Ben bıyıkları yeni terlemeye başlamış, çaylak muhabir, o Türkiye'nin en büyük futbol yıldızı...
Benimle röportaj yapmayı kabul etmesi bile büyük lütuftu.
O zamanlar Fenerbahçe'nin Dereağızı'ndan başka antrenman sahası yoktu. Röportajı, muhabirlerin takıldığı, barakadan bozma bir lokalde (O dönemin Fenerbahçe muhabirleri nereden bahsettiğimi hatırlayacaklardır) gerçekleştirmiştik.
Pek çok soru hazırlamış, günlerce prova yapmıştım röportaj için. Ama o kadar heyecanlandım ki, hiçbirini soramadım. Ama o, sadece futbol sahasında değil, röportaj koltuğunda da tam bir profesyoneldi. Karşısındaki çaylak muhabiri ezmek, ti'ye almak yerine; soruları, konuları kendisi yarattı ve ortaya dört sayfalık enfes bir röportaj çıkarttı. Türkiye, bu röportaj sayesinde o güne kadar ilk kez Kafka okuyan bir futbolcu ile tanıştı...
Dedim ya; kariyer merdivenlerinde tutunduğum ilk trabzandı diye, hayatımın ilk futbol yorum yazısının da kahramanıydı. Onun gol attığı Bordo zaferinin yorumunu, Türk Haberler Ajansı benim yorumumla abonelerine geçmişti. (O zaman THA'da yorum yazısı yazmak dünya sonu bir şeydi.)
Yula benim için hep bir futbolcudan daha fazlasıydı. Hep öyle kalacak. Allah rahmet eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA