Her sabah ekrandaki sabah haberlerine şöyle bir göz gezdiririm. Dün sabah izlediklerimden sonra içimden dışarı çıkmak gelmedi.
İşe sanki ben değil, cenazem gitti.
Dün 4 Şubat Dünya Kanser Günü'ydü. Tüm sabah haberlerinde kanser hastalarının dramı en ağdalı şekilde işlendi. Eğer üzüntünün kansere neden olduğu bilimsel bir gerçek ise, dünkü sabah haberlerini seyreden pek çok sağlıklı izleyici, -Allah korusun- risk altına girmiştir. Hele 20 yaşında kansere yakalanan işitme engelli dans sanatçısının hem hastalıkla, hem parasızlıkla mücadelesi, evinde kocasının kurduğu amatör düzenekle hayata bağlanan ve elektriğin kesilmemesi için dua eden kadının dramı iliklerime işledi.
Fox'un haberi de iç karartıcıydı ama en azından bir 'S.O.S.' sinyali içeriyordu.
Cerrahpaşa'daki kanser hastaları yatakta değil, koltukların üzerinde serum ve kan alıyorlardı. 30 kişi aynı odanın içinde balık istifi gibi hayata sarılmaya çalışıyordu.
Peki Dünya Kanser Günü, 'Dünya Kasvet Günü' ne dönüştürülmek zorunda mı?
Tabii ki değil. Öyle olmadığını bizim GÜ- NAYDIN'cı arkadaşlarımız ispatladı. Dün GÜNAYDIN'ın sürmanşetinde yer alan Gül Özgüven imzalı haber hem kanserle mücadele edenlere, hem de onlara destek olmaya çalışan ailelere umut enjekte ediyordu. Haberin başlığında 'Onlar başardı, siz de başarabilirsiniz' deniliyordu. Bugüne kadar kanserle mücadelesini kazanan ünlülerin tecrübelerinden damıttıkları samimi tavsiyelerinden oluşan derleme, adeta bulunması umutla beklenen 'kanser hapı' gibi bir şeydi. GÜNAYDIN bu haberiyle gerçekten de ismini hak ediyordu. Sayelerinde pek çok insanın günü aydın oldu.
Elinize, gönlünüze sağlık arkadaşlar...