Bir yılda ikinci feribot faciası... Tekirdağ'da nişana giden aile, yeterince ışıklandırılmayan iskelede yolunu bulamayıp denize uçmuştu. Bu kez İstanbul'da 5 yaşındaki Ece Su'yu 'sudan bir sebebe' kurban verdik.
Olay inceleniyor. İnsanları suçlamak için vakit erken. Ama dünyanın hiçbir yerinde kapağı açık bir feribot, hareket etmez. Bu en önemli denizcilik kurallarından biridir. Ortada eğitimsizlikten ve 'işine yabancılaşmaktan' kaynaklanan ciddi bir ihmal olduğunu düşünüyorum.
Feribotu çok sık kullanan biriyim. Özellikle yaz aylarında Kuzey Ege'ye giderken, ayda en az dört kez feribota binerim.
Buralardaki personelin çok sıkı bir eğitimden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira insan belli bir süre aynı mesaiyi yaptıktan sonra işine yabancılaşıyor ve o araçların içinde 'can taşındığını' unutuyor. Araçlar, 'yük' olarak görülünce de ortaya böyle iç burkan manzaralar çıkıyor.
Ece Su'nun annesi, dizilerde görev yapan çok deneyimli bir makyözdü.
Karadayı dizisi de final jeneriğinde minik yavru ve acılı ailesini unutmayıp 'Ece Su'muz melek oldu. Hiçbir ana babanın, evladının kokusundan ayrı kalmaması dileğiyle...' diye yazdı.
Tabii ki takdir-i ilahi'ye direnmek -haşa- mümkün değil.
Ama kimse unutmasın; yavrularımız, vaktinden önce melek olsun diye doğmuyor... Herkes işini yaparken, önce bunu düşünmeli...