İnsanların, tepkilerini demokratik sınırlar içinde göstermelerine tabii ki itirazım yok. Benim itirazım; 'milli yas' gününde polise molotof atan, yolları kesip başı yarılan 4 yaşındaki çocuğun hastaneye yetiştirilmesine engel olan ve son zamanlarda adına 'provokatör' denilen, insanlıktan nasibini almamışlara... Böylesine bir dramı bile 'fırsata' ya da 'siyasi menfaate' çevirmek için her türlü ahlak dışı yönteme başvuranların 'yas'tan, 'taziye'den ne anladıklarını doğrusu çok merak ediyorum. Her şeyin siyaseti yapılabilir belki ama ölümün asla...
Durum böyleyken, takdirle anmak istediğim insanlar da var. İzdivaç programı sunduğu için hakir görülen Esra Erol'un herkesten önce Soma'ya koşup oradaki ailelerin acısına ortak olması, Gülben Ergen'in konserlerini iptal ederek Soma'da acılı ailelere destek olması, Beyaz TV'nin Spor Müdürü Ertem Şener'in de olaydan hemen sonra bölgeye koşması; 'gerçek' ve 'samimi' duyarlılığın resmiydi.
Bu arada yadırgadığım bir görüntüyü de paylaşmak zorundayım. Galatasaray Kulübü ile başkanı Ünal Aysal'ın hemen refleks gösterip bölgeye su ve gıda yardımında bulunmak üzere iki kamyonu yola çıkarmaları gerçekten de takdire şayan. Ama keşke o malzemelerin yüklendiği damperli sarı kamyonların kasalarında 'İnşaat atığı taşır' yazmasaydı!