Yazıyı 2.5 yıl önce kaleme almıştım. Sabah'ın güçlü spor yazarlarının her birinin bir başka kanalda spor yorumculuğu yapması tuhafıma gittiği için "Bizim grup, kendi gücünü niye başka kanalların emrine veriyor ki?" diye sormuştum. Ardından a Haber'de Sabah'ın spor yorumcularının görev aldığı spor programları başlayınca sevindim. Şimdilerde mutluluğum iki katına çıktı. Çünkü grubumuzun çok daha 'özel' bir atılımı hayata geçti:
a Spor kanalı yayın hayatına başladı.
Elinizde Hıncal Uluç, Rıdvan Dilmen, Erman Toroğlu, Levent Tüzemen, Ömer Üründül, Gürcan Bilgiç, İskender Gönen ve Turgay Demir gibi Türk spor basınının en değerli kadrosu varken, aslında geç bile kalındı. Şimdi bu isimlerden 'sinerji' oluşturma zamanıdır.
Aslında spor kanalı kurmak kolay, içini doldurmak zordur. Sadece 'ünlü' kadro ile peynir gemisinin yürümeyeceği kesin. Kanalın içini doldurmak ise hem para, hem emek ister. Çünkü futbol maçı, en masraflı yayın türüdür. Bu nedenle a Spor, grubun elinde bulundurduğu Ziraat Türkiye Kupası yayın hakkıyla yetinmemeli. Hatta sadece futbolla da yetinmemeli. Bugün futbol ve basketbolun yanı sıra Eurosport başta olmak üzere yabancı spor kanallarında tenisten motor sporlarına, yüzmeden atletizme kadar tüm organizasyonları izlemek için gün sayan ciddi bir kitle var. Hele ki futbolun tadı günden güne kaçarken... a Spor'un bu boşluğu dolduracağına gönülden inanıyorum. Hayırlı olsun...