Geçen hafta giderek düşen reytingleri değerlendiren 'Dizilerden niye soğuduk?' başlıklı yazımız büyük ilgi gördü. Meğer seyirci bu konuda ne kadar da doluymuş! Bu isyandan yapımcılar ve kanal yöneticilerinin de haberi olsun istedim. İşte konuyla ilgili olarak köşemize ulaşan yorumlar:
Yabancı diziler gibisi yok. Her tarzdan ve konudan dizi çekiyorlar. En fazla süren dizileri 45-50 dakika oluyor ve bir dakikası bile boş geçmiyor. Sezonda en çok 23-24 bölüm oynuyor. 10 bölüm ya da 12 bölüm oynayan da çok var. İnsanlar sindire sindire ve özleyerek izliyorlar. Kısacası her alanda olduğu gibi, bu alanda da çok geriyiz. İnsanlara hiç oturamayacakları evleri, hiç binemeyecekleri arabaları, hiç yaşayamayacakları aşkları(!) izletmeye kalkarsanız elbet bir gün 'Yeter' derler. Hayatın gerçekleri çok başka..." (Ahmet Yasin Zincir)
"Bence insanların dizilerden soğuması çok da iyi oldu... Belki insanlar, dizilerden kafalarını kaldırıp şöyle bir yaşadıkları dünyaya bakarlar, ne olup bitiyor diye... Dizilerden uyuşan beyinleri de biraz olsun fonksiyon kazanır, yeniden çalışmaya başlar... Belki..." (Ayça Hakoğlu)
'ENTRİKASIZ DİZİ YOK!'
"Dizilerin toplum üzerinde ciddi rolü var. Ben kişisel gelişim üzerine yazan bir yazar ve aynı zamanda danışmanlık veren biriyim. Bu olumsuz etkiyi ikili ilişkilerde daha çok görüyoruz. Maaşallah entrikasız dizi neredeyse yok. Binbir türlü oyunları, hileleleri, stratejileri; bu insanlar bu dizilerden öğrendi bence. Ben 33 yaşındayım. 20'lik ergenlerin ürettiği stratejilere şaşırıyorum. Keşke bu kıvrak zekalarını iş ve eğitim hayatları için kullansalar. Sevgilerimle." (Ayça Akın)
"BBC ve ATV'de (İngilizce yayın yapan Azeri kanalı) diziler 50 dakikadır. BBC reklam almaz, ruhsat gelirleri ile geçinir. ATV ve 4. Channel, bir saat içinde üç reklam alabilir. Her reklam 3.5 dakika sürer. Yani 50 dakika dizi, 10 dakika reklam toplam bir saat çeker. Ayrıca Türk dizilerinde oyuncular rol yapmak yerine yüzlerini göstermeyi tercih ediyorlar. Yani ne kadar güzel kız, ne kadar yakışıklı oğlan... Canlandırdıkları kişi ile alakası olmayan rol yapıyorlar. Senaryolar çok zayıf ve gerçekçi değil. Hollywood veya İran filmlerini seyredin, ne demek istediğimi anlarsınız." (Şahin Lin-Glasgow)
"Bu sezon yeni başlayan dizilerden henüz çok beğenerek izlediğim yok. Sadece Karadayı'yı izliyorum şu an. Ondan da çok sıkılmıştım ama çok doğru bir hamle ile değişiklik yaptılar. Yoksa onu da izlemeyecektim. Yeni dizilerden Benim Adım Gültepe'yi izlemek istiyordum. Güzel de bir dizi ama çok ağır bir drama. İçim bayıldı yani. Zaten ülke gündemi ve hayat bunaltıcı, bu sebepten kaldıramıyorum bu kadar ağır dramı. Uzun süre izleyebileceğimi sanmıyorum bu yüzden. Kaliteli komedi dizisi olsa da izlesem diyorum, o da yok. Benim anlamadığım; sinemada en çok komedi filmleri izleniyor, rekor kırıyor, televizyona gelince tutmuyor komedi. Bu da ilginç bence..." (Şengül Kurtboğan)
'ÇOK UZATILIYORLAR'
"Kanal D'de başlayan Hayat Yolu dizisini biraz izledim, en azından Ediz Hun beni eskilere götürdü. Ancak bugünlerde hangi gazeteye, hangi kanala baksak daima olumsuz haberler, yaralama, kavga, ölüm ve geçinme sıkıntıları gibi üzücü haberlerle karşılaşıyoruz. Dizi seyrederken hiç olmazsa bu tip haberlerden kaçalım istiyoruz. Şahsen biz ailece bu tip bir diziyi seyretmek istemedik. Bıktık çünkü olumsuzluklardan... Bu tip yeni başlayan bir-iki dizi var sanırım. İnşallah emekleri boşa gitmez. Yapımcılar olumlu ve yüzümüze gülücükler getirecek diziler yapsalar diye bekliyoruz. Kolay gelsin." (Haluk Zırh)
"Bırakın dizi seyretmeyi, televizyon bile seyretmiyorum artık. İyi de olmuş seyredilmemeleri. Saçma sapan uzatılan diziler ve kendine sözde oyuncu deyip değerinden fazla para alan insanlar, dizilerin izlenebilirliğini kaybettirdi. İnsanlar gerçeklikle alakası olmayan hikayeler seyretmekten sıkılmışlar. Ben dizi saatlerini kitap okuyarak geçiriyorum..." (Hatice Coşkun)
'BIKTIK ARTIK'
"Sayın Aytuğ, duygularımıza tercümansınız. Tabir-i caizse 'Ööö' geldi. Hele o güzelim eski Türk filmlerini dizi yapıyorlar ya, hiç seyretmiyorum. Öyle bir değiştiriyorlar ki, sadece isimler aynı. O gün televizyonda Dila Hanım filmini bilmem kaçıncı seyredişim. Bıktık artık. Bir sürü kişi birdenbire işsiz kalıyor. Set işçileri yani kamera arkasında çalışanlara ben daha çok üzülüyorum. Neyse, inşallah düzelir bu sıkıcı sistem. Kolay gelsin size de..." (Semra Emiroğlu)
