Meslek hayatım boyunca pek çok gala, anma gecesi, ödül ve kutlama seremonisine tanıklık ettim. Ama içlerinden sadece birkaçı beni önceki gün Cemal Reşit Rey'de gerçekleştirilen Şehir Tiyatroları'nın 100. Yıl Kutlaması kadar duygulandırdı.
Ön celikle bu şahane geceyi yaratan Şehir Tiyatroları'nın çiçeği burnunda genel sanat yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve Arda Aydın'a gönül dolusu şükran... Ah bir de sahne alanların isimleri anons edilseydi...
Geceyle ilgili yazacak öyle çok şey var ki... Ama eminim günlerce yazılacak, ekranlarda gösterilecek. Bu nedenle ben bugün farklı bir konudan bahsedeceğim.
Tiyatro dünyası, yatsın kalksın Karadayı dizisine dua etsin. Eğer 100 yıllık Darülbedayi'ye yeniden 'can suyu' veren, sahnenin üzerindeki ölü toprağını kaldırmak için yüreğini koyan Erhan Yazıcıoğlu'nu parlatmasaydı; belki de o göreve gelemeyecek, bu enfes gece de yaşanamayacaktı.
Ama Karadayı ekibi de yatsın kalksın Erhan Yazıcıoğlu'na şükretsin. Tutup da bu görkemli gala organizasyonunu rakip kanalda canlı yayınlatsaydı, pazartesi gecesi Karadayı'nın reytinglerine büyük darbe vurmuş olacaktı. Çünkü böyle bir şov kolay kolay ekrana gelemezdi...
Bu arada içimi burkan olayı da yazayım: Erol Evgin'den Hisseli Harikalar Kumpanyası'nı, Zihni Göktay'dan Lüküs Hayat'ı, Erhan Yazıcıoğlu'ndan Keşanlı Ali Destanı'nın şarkılarını dinlerken içim burkuldu. Niye yıllardır bunlara eş değer bir tane bile müzikal oyun sahneleyemedik diye...