Muhalefetin sözde yeşili korumak adına giriştiği icraatların aslında tamamen bir 'siyasi manevra' olduğu, sadece siyasi rant elde etmek adına yürütüldüğü; Yalova Belediyesi'nin son eylemiyle ortaya çıkmış oldu. Eğer çevre duyarlılığı bir parti politikası olsaydı; CHP'li belediye, Yalova'daki 180 ağacı iki saatte kesebilir miydi?
Atatürk Orman Çiftliği'ne Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapılmasına şiddetle karşı çıkanlar şunu düşündüler mi acaba? O parti ki, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür.
O Atatürk ki, bu memleketin yetiştirdiği en çevreci liderdir.
O Yalova ki, Atatürk'ün yeşile duyduğu sevgi ve saygının 'anıtına' ev sahipliği yapmaktadır.
Hikayeyi mutlaka bilirsiniz: Yalova'daki köşkün hemen yanında yetişip giderek büyüyen çınar ağacı, binayı tehdit etmektedir. İlgililer ağacın kesilmesine karar verirler. Olayı duyan Atatürk, buna şiddetle karşı çıkar. 'Ağaç dursun, köşkün yerini değiştirin' talimatını verir. Emrindekiler şaşkınlıkla birbirine bakar. Ama bu ülkenin kurtuluşunun, Büyük Önder Atatürk'ün lügatında 'imkansız' sözcüğünün bulunmamasından geçtiğini de iyi bilirler.
Köşk temelinden sökülür, altına raylar yerleştirilir ve eski yerinden tam 4 metre yana kaydırılır. Ağaç da kurtulmuştur, köşk de...
CHP'li belediyenin son icraatından önce 'Yalova' ve 'ağaç' kelimelerini herhangi bir internet arama motoruna yan yana yazdığınızda altta 'Yürüyen Köşk' ile ilgili bu göz yaşartan metinleri bulurdunuz. Şimdi yazın bakalım, ne çıkacak?
Diyeceğim o ki; terazinin bir kefesine çevre duyarlılığını koyduğunuzda, karşısına ağırlık olarak siyasi menfaat koymak en büyük sahteciliktir.