Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Gözümde yaşlarla...

Bana göre dünya çapında bir belgeseldi. Eğer BBC'nin, CBS'in editörleri izlediyse, kıskançlıklarından tırnaklarını kemirmişlerdir.
Yeni favorim TRT Belgesel kanalında Suriye gerçeğini tüm çıplaklığıyla anlatan Pusula Doğu adlı yapımı gözyaşları içinde izledim.
Ekip, iç savaşın en şiddetli yaşandığı günlerde Halep'e, Selahaddin kentine girmiş. Kafalarının üzerinden geçen mermilere, az ötelerinde patlayan varil bombalarına aldırmadan savaşın çirkin yüzünü belgelemişler. İşte hafızama mıhlanan o unutulmaz diyaloglardan bazıları:
Yarım saat önce helikopterden atılan varil bombası yüzünden iki çocuğunu kaybeden acılı baba şöyle diyordu:
"Esad her varil bombası attığında bizim cennette kuşlarımız oluyor..."

ÖMÜR BOYU UNUTMAM
Kolu bomba ile kopmuş 3 yaşındaki bebeğe sağlık ekipleri müdahalede bulunuyordu. Çocuğun bilincinin açık olması için onu konuşturmaya çalışıyorlardı.
"Adın ne?" dedi sağlık görevlisi. Çocuk, kopuk kolunun bulunduğu sol yanına bakmamaya çalışarak yanıt verdi: "Muhammed..." O bakışı bir ömür boyu unutmayacağım.
Selahaddin kentindeki bombalamadan kurtulan 7 yaşındaki dünya güzeli kız çocuğu Rabah'a sordular: "Annen nerede?" "Cennette..." "Ya baban?" "Cennette." "Peki kardeşlerin?" "Hepsi cennetteler." "Sen nasıl kurtuldun peki?" "Bilmiyorum. Kardeşim, gözlerimin önünde eridi." "Peki korkuyor musun?" "Hayır." "Neden korkmuyorsun?" "Artık alıştım."
İşin en dramatik kısmı burasıydı. Bir çocuk kalbinin artık ölümden korkmayacak kadar yaşamdan uzağa savrulduğunu görmek, beni darmadağın etti.
Ekip, Türkiye'den getirilen bir pasta ile çocuğa moral vermek için bir doğum günü partisi düzenledi. Rabah'ın babaannesi ile beraber doğum gününü kutladığı o ev bir gün sonra bombalanarak yerle bir edildi...
Selahaddin kentinin sokaklarında adım başı 'trafik levhası' kadar sıradan hale gelmiş uyarılar vardı: 'Dikkat! Keskin nişancı bölgesi...' Buradan geçerken, kurşundan daha hızlı olmak zorundaydınız(!)
Bir anne, çocuklarının toprağı üzerine kapanmış, ağlıyordu: "Çocuklarım, sizi çok özledim. Hiç olmazsa rüyalarıma girin de göreyim..."
Esad'a karşı direnen savaşçıların komutanı Adil Orli, boğazında düğümlenen görünmez yumruları yutmaya çalışarak konuşuyordu: "Kendimiz için artık bir gelecek yok. Baba olanlar, ne dediğimi anlayacaklardır. Yeter ki çocuklarımız yarın insanca 'Ben insanım' diyebilsin..."

ŞEHADET GETİRMESİN DİYE...
Artık gözümdeki buğu yüzünden ismini bile görüp not edemediğim 8-10 yaşlarındaki kız çocuğuna sordular: "Babanı öldürenler gelip özür dilese, onları affeder misin?" Kız, kesin bir ifadeyle "Hayır" deyince, sebebini sordular. Şöyle dedi yetim kızcağız: "Babam şehadet getirmesin diye öldürmeden önce parmağını kestikleri için onları asla affetmem..."
Türk belgesel ekibi, sınır ötesinde çekim yaptıkları günler sırasında Suriye istihbaratı tarafından adım adım takip edilmiş, sayısız tehdit almış. Kaldıkları ev, onlar boşalttıktan sadece bir saat sonra füzeyle vurulup yerle bir edilmiş. Saldırıda üçü sivil, dört kişi ölmüş.
Sesçisinden kameramanına, şoföründen montajcısına, sadece belgeselcilik değil, ciddi bir 'savaş muhabirliği' gerçekleştiren Amazon Film ekibini bu uluslararası başarılarından dolayı yürekten kutluyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, yanı başındaki bu insanlık dramına duyarlılık gösterirken, kapılarını savaş mağdurlarına açarken; tüm bu olup bitenleri siyasete tahvil ederek her fırsatta eleştirenler keşke bu belgeseli izlemiş olsalar.
Efendiler; komşunun evinde yangın var. Hortumun bir ucundan da siz tutun demiyorum, üzerine basmayın yeter!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA