Artvin'de köprü yapmak için ağaç kesen köylüye altı ayda üç çevre kitabı okuma cezası verilmiş. Adamcağız, elinde Çevre Bilinci ve Eğitimi kitabıyla Anadolu Ajansı muhabirine kitabın faziletlerini anlatıyor. "Elim kırılsaydı da o ağaçları kesmeseydim. Ağaçların ne kadar yararlı olduğunu bu kitaplardan öğrendim" diyor. Ama duyduğuma göre yaşlı adam, köydeki yakınlarına başka şeyler söylemiş. Elinde kitapla ormanda dolaşmaktan utandığını, ceza nedeniyle insan içine çıkamadığını anlatmış... Yani açıkça 'eziyet ve işkence gördüğünden' söz etmiş!
Eh, kural ihlal eden televizyon kanalının izleyicisine 'ceza' olarak belgesel izlettirirseniz, ağaç kesene de 'kitap okuma cezası'(!) vermeniz çok normal. Bu memlekette iyi, güzel, doğru olan her davranış, özenilmesi ve takdir edilmesi gereken her erdem niye 'ceza' olarak görülür, bir türlü anlamış değilim zaten. Yakında kaza yapan sürücülere, altı ay boyunca 'emniyet kemeri takma cezası', karısına eziyet eden adama bir yıl boyunca her hafta 'eve çiçek getirme cezası', kaldırıma tüküren magandaya üç ay süreyle 'yaşlı ve çocukları karşıdan karşıya geçirme cezası' verilirse hiç şaşırmayacağım...