Milano'da podyumlardan uzaklaşıp, gözlerimizi sokağa çevirdiğimizde manzara podyumdakilerden daha renkli... Asıl moda sokakta. Trendleri anlatmadan önce kızları anlatmam gerekiyor. Her yerde 'yürüyen bacaklar' görüyorsunuz. Bacaklar öyle ince ve uzun ki, vücudun başka bir yeni gözünüze çarpmıyor bile. Kibrit çöpü benzetmesi abartı olmaz. Ve artık taytın yerini külotlu çoraplar almış. Yani bir çorap üzerine bir tişört ve bir de boyunuz kaç olursa olsun topuklu ayakkabı... 1.67'lik boyumla bile kendimi kötü hissettim. Japonlar her yerde... Ve o kadar farklı bir stilleri var ki... Markaların peşinde koşsalar da kendi tarzlarını yaratıyorlar. Dize kadar çekilen çoraplar çok moda... Topuklu ya da topuksuz her türlü ayakkabıda kullanılıyor. Sabolar bütün o kabalıklarına ve çirkinliklerine rağmen yeniden moda. H&M'in dünyaca ünlü tasarımcılara hazırlattığı koleksiyonlar kapış kapış. "Bu nasıl bir güzellik" dedirten Rus güzeller dünyanın her yerinde. Ve alışverişe su gibi para harcıyorlar. İtalyan erkekleri pantolonların paça boylarını biraz daha mı kısaltmışlar ne? Prada'nın avize taşlı şeffaf çantaları ilk başta insana 'Bu kadar şatafatı insan kolunda taşıyamaz' dedirtiyor ama sonra gözünüz alışıyor. Ve de İtalyan kadınları kürkü çok ama çok seviyor. PETA nerede?